Konutlar kalitesiz ve yetersiz
Sayın Bakanım öncelikle söyleşi programımıza konuk olmayı kabul ettiğiniz için teşekkür ediyoruz. İlk olarak Eskişehir’e geldiğinizden bu yana gözlemlediğiniz en önemli sorunlar ve çözüm önerileri nelerdir?
Eskişehir özelinde baktığımızda sorunları 2-3 başlık olarak ele alabiliriz. Ama öncelikle ortada bir sorun olduğunu kabul etmemiz lazım. Teşhisi doğru koyarsanız çözüm bulunur. Sokakta insanlarımızı dinliyoruz, köylere gidiyoruz. Fabrikaya gidiyoruz işçilerimizle, çalışanlarımızla birlikte oluyoruz. Eskişehir özelinde en birinci sorun yetersiz sayıda ve kalitesiz konut mevcudu. Bunu daha önce çeşitli vesilelerle toplantılarda hemşehrilerimizle, basınla paylaştım.
Burada çözüm olarak şuna odaklanmak lazım. Yeni imar alanları açmak, şehri genişletmek gerek. Şehir büyüyor, şehrin potansiyeli yüksek. Sanayicilere gittiğimiz zaman diyorlar ki biz yeni yatırım yapacağız ama şu anda en çok düşündüren konu, işçilerimizin sağlıklı barınabilecekleri konut imkanının yetersiz olması. Buna bağlı olarak gerek sıfırdan konut, konut edinme bedelleri, gerekse ikinci el konutlarının satış bedelleri, kira bedellerinin de çevre illere göre oldukça yüksek olması. Hiç şüphesiz tabii ki bu sadece birincil neden değil ama Eskişehir’in diğer illerden negatif yönde farklılaşması Eskişehir’in bu sorununa zamanında müdahale edilmemesiyle ilgili. Belediyelerimizin önceden bunun planlamasını yapması gerekiyor. İmar alanlarının oluşturulması, konuta açılması, şehrin gelişmesine paralel olarak bunun planlanması, önceden öngörmesi gerekiyor. Maalesef burada yeteri kadar gayret gösterilmediği kanaatindeyim. Biz devlet olarak özellikle TOKİ evlerine baktığımızda kentimize bugüne kadar yaklaşık 10 Bin konut kazandırmışız. Ağırlıklı olarak merkezdeki ilçelerimiz olmak üzere dış ilçelerimiz de dahil. Yine devam eden projelerimiz var. Şu ana kadar 9 Bin 588 adet konut tamamlanmış. Ağırlıklı olarak merkez ilçelerde olmak üzere, inşaatı devam eden 3 Bin 580 konutumuz var, bunlar da tamamlandığında 13 Bin 168 konut kazanmış olacağız. Yine İlk Evim, İlk Arsam projesi kapsamında planlanan konutlara baktığımızda 2 Bin 500 civarında planlanan konut var. Bunlar tabii ki Eskişehir’in tüm ihtiyaçlarını karşılar mı sorusuna yönelik, elbette karşılamaz ama TOKİ zaten biliyorsunuz öncelikle sosyal konut üretiyor. Dar gelirli, orta gelirli vatandaşlarımıza konut kazandırıyor. Eskişehir’de sadece bu kesimin konut sorunu yok. İlginç bir şekilde orta, üst gelir grubunda yaşayanların en üst gelir grubunda yaşayanların da zaman zaman bu yönde şikayetlerinin olduğunu duyuyoruz.
Türkiye’de bir ilki gerçekleştireceğiz
Eskişehir Sanayi Odası’yla istişarelerimizde de bununla ilgili nasıl çözüm üretebiliriz diye seçim çalışmalarında da özellikle çalışan kesim için acaba sosyal konutlar yapabilir miyiz diye bir düşüncemiz vardı. Bayramlaşma vesilesiyle partililere hitap ederken de bunu bir başlık olarak ifade etmiştim. Sanayi Teknoloji Bakanımızla da görüştüğümü ifade etmiştim. Özellikle OSB'lerde işverenlerimiz eğer bu işe sıcak bakarlarsa çalışanlarına konut yapabilirler. Belki bu Türkiye'de ilk olacak. Yani bir nevi lojman olarak değerlendirebiliriz. Nitekim hem Sanayi Odası yönetimiyle istişare ettik hem Ticaret Odası yetkilileriyle, en son OSB yetkilileri ile görüştüm ve gördüm ki orada da gayet pozitif, olumlu dönüşler var. Komşu illere göre en yüksek kira bedeli Eskişehir’de olup, ortalama 9-10 Bin Lira kiranın olduğu bir yerde, siz yeni başlayan bir işçinize 20 Bin Lira bile verseniz ki aslında fena bir ücret sayılmaz bugünkü şartlarda. Bunun yarısının konuta gittiğini düşünün, diğer zorunlu giderleri vesaire. İşçinin yaşadığı bu sıkıntı aynı şekilde işverene de yansıyor. İşveren de rekabetin çetin yaşandığı şartlarda çalışıyor. İşveren konutun daha ucuz olduğu bir yerde bu yatırımı yapmış olsaydı belki çalışanını bu seviyelerdeki ücretlerle tatmin edebilecekti. Ama Eskişehir'de yaptığı yatırımdan dolayı bu seviyelerdeki bir ücret çalışanını memnun etmeyebiliyor. Benim gördüğüm, sanayicilerimiz de buna olumlu yaklaşıyor. Sanayi Teknoloji Bakanı’mızla da görüştüm. Eğer OSB kanununda bir değişiklik yapılabilirse, OSB yönetimlerine verilen yetki bu amaç için yapılacak konutlar için de genişletilirse arsasını temin etmek şartıyla sanayiciye yer tahsisi yaparak birtakım altyapı hizmetlerini, sosyal mekanlar, donatılar vesaire bu şekilde olabilir. Sanayi ve Teknoloji Bakanımız da bu fikri çok ilginç buldu. Hatta deprem bölgesinde de benzer bir sorun yaşadık. Orada da çünkü bir işçi göçü var batıya doğru. Orası için biz böyle bir şey çalışıyorduk. Bunu sadece orası için çalışmayalım Türkiye genelinde yapalım, bir fırsat sunmuş olalım. Eskişehir'e baktığımızda ortalama konut stokunun yaşı yirmi beş, otuzun üzerinde ve eski dönemin standartlarına ve şartnamelerine göre yapılmış konutlar. Bir de deprem gerçeği var, tüm şehirlerimiz için az ya da çok. Eskişehir ana fay hatlarının geçtiği bir yerde olmamakla birlikte Eskişehir'e yakın yerlerde, bölgelerde yine deprem üretebilecek, belki çok büyük şiddette değil ama riskli bölgelerimiz de var. Dolayısıyla bunu yenmenin yolu da kentsel dönüşümden geçiyor. Ama maalesef kentsel dönüşümle ilgili olarak belediyelerimiz bir takım marjinal grupların etkisi ve tesiri altında kaldığından bu işin sanki bir rant konusu, birilerini zengin etme konusu olarak gündeme taşıdıklarından, bu konuda bir ilerleme kaydedemedi. Ama bu bir rant konusu değil, bu bir zorunluluk. Yani bir seçenek de değil. Oturduğumuz ev sağlam değil, depremde ayakta kalamayacaksa mecburen yıkacağız ya da güçlendireceğiz, yenisini yapacağız. Devletin özellikle kentsel dönüşüm alanı ilan edilen yerlerde birtakım teşvikleri var. Kira yardımından tutun da ucuz finansman tedariki şeklinde çeşitli imkanları da var. Bunları da birlikte değerlendirmek lazım kesinlikle. Mevcut konutların yenilenmesi için rezerv alanları bulmamız gerekiyor.
Tramvay artık çözüm üretmiyor
Kentimizle ilgili diğer bir sorun da kent içi ulaşım. Eskişehir çok küçük bir Anadolu kenti değil ama çok büyük bir megapol de değil. Buna rağmen trafik yoğunluğu, Ankara'nın, İstanbul’un bazı semtlerinden daha kötü durumda. Bir yerden bir yere 30-40 dakikadan önce gidemiyorsunuz. Adım başı trafik, adım başı ışıklara takılıyorsunuz. Bir tramvay getirilmiş, çözüm olsun toplu ulaşım diye. Belki başlangıçta çözüme katkı sağlamış olabilir ama benim gördüğüm ve vatandaşın da sıkça dile getirdiği şey, tramvay artık çözüm üretmiyor, maalesef kent içi ulaşımda bir sorun kaynağı olmaya doğru ilerliyor şeklinde. Çünkü hafif raylı sistemler, yol üstü raylı sistemlerde mevcut yolları kullanarak gidiyorsunuz. Onun için de orta uzun vadede merkezi yerlerde tramvayı kaldırıp belki metroya yönelmek gerekecek ki öbür türlü yolu genişletmek için binaların yıkılması lazım. Onun maliyeti çok fazla. Tüm modern, büyük kentlerin buradaki tercihi, yolu yerin altına almak.
Diğer bir şikayet konusu da onu da kabul etmiyorum, bunu açıkça söylemek durumundayım. Özellikle dış ilçelere, yani kırsal mahallelere gittiğimizde vatandaş yollarına bakılmadığını, çok dar kaldığını, yıprandığını söylüyor, bu şekilde yoğun şikayetler görüyoruz. Üzülerek de ifade edeyim. Bunu kendileri de, belediyenin yetkilileri de ifade ediyor. Siz bize oy vermediniz, size hizmet yok şeklinde söylüyorlar. Bu çağda böyle bir şey olabilir mi? İçme suyu yetersiz olan köylerimiz var, bunlar düşündürücü. Kent içi ulaşımı açısından da bir ulaşım master planına ihtiyaç var. Kentimizde üç tane üniversite var, bunlardan destek alınabilir. Olmadı, başka noktalara bakılmalıdır. Yani illa bu işin uzmanı belediyemizde olmayabilir. Ama çözüm arıyorsak size bilimsel açıdan tüm yönleriyle ortaya koyacak bir rapor hazırlanır. Geriye kalan ise bütçe imkanları doğrultusunda bir planlamayla bunları hayata geçirmek olur. Eskişehir ile ilgili ilk iki temel sorun bu.
Üçüncü konu ise istihdam konusu. Bu konu gündeme geliyor. O sorun mu yoksa sorunun yanlış tanımlanması mı açıkçası çok yönlü bakmak gerekiyor. Çünkü sanayiciye gidiyoruz, Sayın Bakanım ben işçi arıyorum, eleman arıyorum bulamıyorum diyor. Yolda geziyoruz, özellikle gençlerimiz iş arıyoruz bulamıyoruz diyor. Burada bir uyumlaşma problemi var. Nitekim biraz konunun üzerine gidince şunu görüyoruz. Bir şekilde ya bir ortaöğrenimden mezun olmuş ya da yüksek tahsil yapmış iki yıllık veya dört yıllık. Arkadaşın sahip olduğu yeteneklerle iş yerlerimizin, işletmelerimizin ihtiyaç duyduğu yetenekler arasında bir uyumsuzluk var. Ama bu sorunu çözmek zor değil. İlave yetenek, kabiliyet, kazandırmak suretiyle çözüm bulunabilir. Burada hem İŞKUR hem de Milli Eğitim Bakanlığı’nın açmış olduğu kurslar var. Yine Sanayi Odası’nın ve Organize Sanayi Bölgesi’nin BEBKA ve İŞKUR'la iş birliği içerisinde bir takım meslek edindirme kursları açıldı. Bunlarla da hemen istihdam sağlanabiliyor. Pırıl pırıl genç insanlarımız var. Eskişehir bir üniversite kenti, bunu da kabul etmemiz lazım. Gençlerimiz ümit veriyor, onlara rehberlik etmek gerekiyor. Karşılıklı masanın iki tarafına getirebilirsek ben bu sorunun Eskişehir özelinde en azından sorun olmaktan çıkacağı kanaatindeyim. Eskişehir'le ilgili ilk olarak bu üç konuyu dile getirebilirim.
2Eylül Haber