"Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar ülkesi olamaz" diyerek sözlerine başlayan Arslan, 23 Aralık 1930 tarihinde İzmir’in Menemen ilçesinde katledilen öğretmen Mustafa Fehmi Kubilay'ı öldürenlerin cumhuriyet karşıtı bir güruh olduğunu belirtti. Arslan sözlerine söyle devam etti;
Bu olay Cumhuriyet rejiminin 1925 yılındaki Şeyh Sait İsyanı’ndan sonra tanık olduğu ikinci büyük irtica hareketidir.
Maraş ve Madımak katliamını yapan da yine Atatürk, cumhuriyet, laiklik karşıtı, emperyalizm aparatı, Ortaçağcı güruhtur. Cumhuriyete meydan okuyanlar meydanı boş bilmesinler. Bizler varız! Cumhuriyetin öğretmenleri var! Menemen Belediye Başkanı cumhuriyet koltuğunda oturup azmettiricinin mezarına gidemez! Bu şahıs derhal o koltuğu bırakmalıdır! Çünkü Mahmut Esat Bozkurt’un da dediği gibi:” Menemen’de dökülen kan bizim kanımızdır!”
Eğitim İş olarak yaptığı protokollerle şeriat yanlısı projeler üreten, ÇEDES gibi cumhuriyet karşıtlığını okullarımıza sokmaya çalışanlara sözümüz şudur:” Asla başaramayacaksınız!” Çünkü bizler Atatürk’ün açtığı ışıklı yolda yürüyen cumhuriyetin öğretmenleriyiz! Dün olduğu gibi bugün de emperyalizm destekli ırkçılığa, bölücülüğe, gericiliğe karşı mücadelede kararlıyız!
Tüm devrim şehitlerimizi anıyoruz!