Prof. Dr. Bilge, artan antibiyotik direncinin ciddi enfeksiyonlara, komplikasyonlara, daha uzun hastane yatışlarına ve yüksek ölüm oranlarına sebep olduğunu anlattı. Antibiyotiklerin aşırı reçetelenmesinin yan etki riskinin artmasına sebep olduğunu anlatan Bilge, “Alerjik reaksiyonlar, karın ağrısı, ishal ile karaciğer ve böbrek problemleri bu yan etkilere örnek olarak verilebilir. Çocuklar yılda ortalama 6-8 kez soğuk algınlığı geçirebilirler ve bu oran bazı çocuklarda 12’ye kadar çıkabilir. Yaşla beraber hastalık sıklığı azalmakla birlikte erişkin yaş döneminde yılda 2-3 enfeksiyon geçirilebilir. Solunum yolu enfeksiyonlarında uygunsuz/gereksiz antibiyotik kullanımı yüzde 30-50 arasındadır ve antibiyotiklerin yarısının uygunsuz kullanıldığı kabul edilir. Antibiyotikler virüslerin neden olduğu enfeksiyonları tedavi edemez. Bu bilimsel bir gerçektir ve son yıllarda insanlar arasında daha yaygın olarak bilinir hale gelmiştir. Bu artan farkındalığa rağmen, her yıl grip mevsimi antibiyotik kullanımının artmasına ve uygunsuz kullanıma yol açar. Enfeksiyonlar nedeniyle kullanılan antibiyotikler insan ve hayvanlar nedeniyle doğaya salınmakta ve antibiyotik direncine neden olmaktadır. Antibiyotikler gerçekten ihtiyaç duyulduğunda etkililiğini korumak için dikkatli kullanılmalıdır” diye kaydetti.
“İlaçlarınızı bilinçli kullanın, antibiyotiklerin gücü azalmasın”
Prof. Dr. Uğur Bilge, son araştırmaların, grip benzeri hastalığı olan hastaların uygunsuz antibiyotik alma oranının hala yüksek olduğunu ortaya koyduğunu belirterek şunları anlattı;
“Grip veya soğuk algınlığında tedavi, semptomları hafifletmeye yöneliktir. Grip olan kişiler istirahat etmeli ve bol sıvı tüketmelidir. Çoğu kişi bir hafta içinde kendi kendine iyileşir. Şiddetli vakalarda ve risk faktörleri olan kişilerde tıbbi bakım gerekebilir. Bakteri, mantar ve viral enfeksiyonlar dahil olmak üzere mikrobiyal enfeksiyonların başarılı tedavisi ilaçlara artan direnç nedeniyle engellenmektedir. Yeni dirençli mekanizmaların ortaya çıkması ve yayılması; idrar yolu enfeksiyonları, üst solunum yolu enfeksiyonları, tifo ve grip gibi birçok yaygın hastalığın tedavisini tehdit ederek tedavi başarısızlığına, kalıcı sakatlığa hatta ölüme neden olmaktadır. Yeni ilaçlar mevcut olmadığı sürece kanser kemoterapisinin, transplantasyon cerrahisinin, yoğun bakım hasta takibinin ve hatta küçük diş prosedürlerinin başarısı ilaç direnci nedeniyle ciddi şekilde tehdit altındadır. İlaçlara direnç nedeniyle antibiyotikler güç kaybetmektedir. Bu konu sadece küçük bir alanı değil tüm dünyayı etkilemektedir. Direnci engellemek için doktorunuza güvenin, antibiyotik talep etmeyin, başkasının antibiyotiğini kullanmayın ve kendi ilacınızı tavsiye etmeyin. İlaçlarınızı bilinçli kullanın. Antibiyotiklerin gücü azalmasın.”