Piyasa koşullarına uyumda zorlandık
Sayın Başkanım öncelikle kendinizden bahseder misiniz, Bahar Bilen kimdir? Akabinde Lokantacılar ve Kasaplar Odası olarak çalışma alanınızla ve odanızın faaliyetleri hakkında bilgi verir misiniz?
Öncelikle 2Eylül ailesini odamızda ağırlamaktan duyduğumuz memnuniyeti dile getirmeliyim, sizlere bize gösterdiğiniz ilgi dolayısıyla çok teşekkür ediyorum. Ben Bahar Bilen 1965 yılında Bulgaristan’ın Deliorman Bölgesi’nin Razgrad kentinde dünyaya geldim. İlk, orta ve lise öğrenimimi Razgrad’ta tamamladım. Daha sonra askerliğimi Şumnu’da tamamladım. Burada eşimle tanıştık ve evlendikten sonra Şumnu’ya yerleştik. 1984-89 yılları arasında Bulgar hükümetinin Türklere karşı uyguladığı zulüm ve asimilasyon politikaları sebebiyle sürgüne gönderildik. Ben eşim ve çocuklarımla birlikte çekirdek aile olarak Eskişehir’e yerleştik. Eskişehir’de çeşitli sivil toplum kuruluşlarında görev aldım. Örneğin ERİAD’ta iki dönem Başkan Yardımcılığı görevini üstlendim. 2014 yılında Abdullah Karakuş yönetimindeki Lokantacılar Odası yönetimine seçildim. Eskişehir Lokantacılar Odası Yönetim Kurulu üyeliği yaptım. Yönetime girdikten sadece iki ay sonra Yönetim Kurulu üyesi iken Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu’nda Genel Başkan Vekili oldum. Şimdi Lokantacılar ve Kasaplar Odası Başkanı olarak esnafımızın sorunlarının çözümü için çalışıyorum. 1991 yılında insan odaklı bir eğitim aldığımız için iş kurarken serbest piyasa koşullarına uyum sağlamakta zorlandım. Lokantacılık çok yabancı olduğum bir iş değildi. Babam Bulgaristan’da Kooperatifin Lokantasında yönetici idi. O izinli olduğu zamanlarda onun yerine lokantanın yönetimini ben yapıyordum. Bulgaristan gibi sosyalist rejimlerde mesai bellidir. Akşam saat 6:00’da işyerleri kapanırdı. Cumartesi- Pazar günleri ve akşam geri kalan zamanlarda insanlar sinema, tiyatro ve benzeri sosyal faaliyetlere yönelirlerdi. Türkiye’de serbest piyasa ekonomisinin esnek çalışma şartlarına bu sebeple uyum sağlamakta zorlandık. Gördüğümüz gerçek Türkiye’de piyasa koşulları aile yapısını etkilemiş.
Yardım kolisine muhtaç olmak onurumuzu zedeledi
Lokantacılar ve kasaplar deyince küçük esnaf akla geliyor. Odanız üyelerinin belli başlı sorunları nelerdir bu konuda ne söylemek istersiniz?
Şimdi Anayasa’mızın 173’üncü maddesi diyor ki; “Devlet Esnaf ve Sanatkârı koruyucu ve destekleyici tedbirler alır.” Peki, hangi koşulda ve nasıl destekler. Nereye kadar teşvik verir? Ne gibi kolaylıklar sağlar bu yasalarda da belirtilmemiş. Biz esnaf ve sanatkârlar olarak en büyük yüzleşmeyi ne yazık ki pandemi döneminde yaşadık. Bin yıldır bu topraklarda kimseye el açmadan hayatiyetini sürdürmüş, vergisini ödemiş esnaf ve sanatkârlar pandemi döneminde yardım kolilerine muhtaç hale geldi. Yani esnaf ve sanatkârlar için bugüne kadar hiç önlem alınmamış hiçbir proje geliştirilmemiş. Yardım kolilerine muhtaç hale gelmek bizim onurumuzu zedeledi. Esnaf ve sanatkâr rastgele birilerinin insafına bırakılamaz. Önüne gelenin işyeri açması, hiçbir ehliyet ve liyakat ya da standart olmadan hemen boş bulunan yere iş kurması kabul edilebilir bir şey değil. Bu aynı zamanda haksız rekabete yol açıyor. Devlet gerçekten esnaf ve sanatkârını her türlü haksız rekabet koşullarına ve olumsuzluklara karşı koruma altına almalıdır. Örneğin bir işyerinden nüfusa oranlı sayıda açılabilmeli, işletmeler sermaye beyanlı, finans kaynakları belli ve ürün standardı ile ilgili kesin kurallara bağlı kalacak şekilde düzenlemeler yapılmalıdır.
Öte yandan birçok sorunumuzun yanında en önemli sorunumuz fiyatlandırma politikalarındaki kaostur. Fiyatlandırma konusunda birlik yönetimleri ve birliklerin oluşturduğu komisyonlar karar vermektedir. Komisyonlarda görev alan üyelerin sektörle uzaktan yakından alakası olmadığı, burada gözetildiği belirtilen kriterler de belli olmadığı için rastgele fiyatlandırmalar yüzünden büyük sıkıntılar yaşayabiliyoruz. Çünkü komisyon üyeleri işin ehli isimlerden oluşmuyor. Bunun önüne geçmek için farklı illerde farklı tarifeler uygulanabilir. Metropollere, büyükşehirlere illerde farklı fiyatlar olabilir. 30-50-60 TL gibi düzenlemeler yapılabilir. Bu fiyatlandırma politikalarına Federasyonlar tarafından belirlenecek işin ehli insanlar yön verebilir. Şehirlerin ortalama gelir düzeylerine fiyat politikaları belirlenmelidir. Bu fiyatlandırma kaosu yüzünden tam anlamıyla haksız rekabet ortamı oluşuyor.
Dolaylı vergiler bizi çok etkiliyor
Uygulamaya konulan yeni ekonomik programdan esnafınız nasıl etkilenir bu konuda ne gibi önlemler alınmasını istiyorsunuz?
Bir başka sorunumuz ise dolaylı vergiler. Dolaylı vergiler bizi çok olumsuz etkiliyor. Örneğin bu vergilerden KDV oranları dengelenmeli. Biz alınan kararlar gereği yüzde birlik giriş yapıyoruz, yüzde 10’dan çıkış yapmak zorundayız. Bizler esnaf olarak bu KDV’leri biriktirip ay sonunda ödeyemiyoruz. Enerji fiyatları, işyeri kiraları da başlı başına büyük sıkıntı. Meskenlerde kira artışları yüzde 25’te sabitlenirken işyerlerinde herhangi bir sınırlama yok. Bizler esnaf ve sanatkârlar olarak 5-6-7 gerektiğinde 30 kişiye kadar istihdam imkânı sağlıyoruz. Bir nevi bacasız fabrika gibi çalışıyoruz. Ancak hiçbir desteklemeden yararlanamıyoruz. Doğalgazda, elektrikte güvence bedeli adı altında alınan paralar da belimizi büküyor. Bu güvence bedelleri bir işyeri açarken yaptığınız masraf kadar rakamlara ulaşabiliyor. Biz zaten buradayız, kullandığımız enerjinin bedelini ödüyoruz. Bizler bu bedelleri ödemek yerine işyerlerimizin sermayesine katabilmeliyiz. Yöntemini de öneriyoruz kartlı sayaçlar ile bu işlemler yapılabilir. Ödediğimiz kadar bedel karşılığında enerji kullanabiliriz. Ayrıca bu güvence bedellerini bugün yatırıyoruz, yıllar içinde ödediğimiz paralar pul oluyor. Öte yandan stopaj meselesi bir başka sorun. 40 yıldır mülk sahibinin ödemesi gereken stopaj vergisini biz ödüyoruz. Biz bu stopaj vergisinin de kaldırılmasını istiyoruz.
Pos cihazı komisyonları kaldırılmalıdır
Bugün için en önemli sorunlardan birisi POS komisyonları. Gerçekten bankaların uyguladığı yüzde 4 komisyon kesmeleri kabul edilebilir bir şey değil. Bu konuda gerekli girişimleri yaptık. Ancak Merkez Bankası’nın konuya müdahil olması gerekiyor. Pek çok küçük esnaf ve sanatkâr bu durumdan rahatsız. Burada büyük bir haksızlık var. Bankaların kartları varsa bizim de işyerlerimiz var. Burada karşılıklı olarak kazan kazan modeline geçilmeli. Zaten bizim paralarımızı 40 gün sonra ödüyorlar. Bu uygulama yüzünden nerede gecelik repo faizi kadar komisyon kesilmesi kabul edilebilir bir durum değil. Bu komisyonlar en azından çok makul seviyelere çekilmelidir. Konuya Ticaret Bakanlığı da el atmalıdır. Esnafımız ağır vergi yükünden kurtarılmalıdır. Yeni takvim yılında herkesin taşın altına eli koyduğu ve ülkemizin daha aydınlık günlere çıktığı esnaf ve sanatkârımızın da refaha erdiği dönemi hep birlikte yaşayalım. Tüm esnaf ve sanatkârımızın ve hemşerilerimizin yeni yılını da şimdiden kutluyorum.
2Eylül Haber