Birsen, yardımların satış taktiğine dönüşerek insanların güzel duyguları ve vecibelerini yerine getirme mutluluklarını, amaçları dışında kullandığını iddia etti. 

“VEREN ELİ ALAN ELİ GÖRMEMESİ GEREKİR” 

“Ramazan'da ihtiyaç sahiplerine yapılan yardımlarda birtakım değişiklikler yapılarak geleneklerimizin yok olmasına ve yardımların amacına uygun şekilde kullanılamamasına sebebiyet verilmektedir” diyen Başkan Birsen, 
“Bu durum, yapılan hayırların gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşmasını engellemektedir. Bu konuda esnaf odaları olarak biz de aynı görüşteyiz. Manevi duygularımızın yoğunlaştığı, birlik ve beraberliğin en güzel şekilde sergilendiği mübarek Ramazan ayında yardımların amacına uygun yapılmamasını biz de eleştiriyoruz. Yardımlar, amacına uygun olarak ve yardım yapan kişi dışında kimsenin haberi olmayacak şekilde gerçekleştirilmelidir. Veren elin alan eli görmemesi gerekir” ifadelerini kullandı. 

“SATIŞ STAREJİSİNE DÖNDÜ”

Trabzon'da turizmde ‘kayıt dışı' tehlike Trabzon'da turizmde ‘kayıt dışı' tehlike

Birsen, şöyle devam etti:
“Günümüzde TV ekranlarında ve reklamlarda zincir mağazaların fiyatlarıyla pazarlanan, içinde ne olduğu belli olmayan ve ihtiyaç sahibinin gereksinimleri gözetilmeden hazırlanan yardım paketleri, bir satış stratejisine dönüşmüştür. Oysa bu bir hediye değil, Ramazan yardımıdır.
Yardımların hem gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşması hem de onur kırıcı olmaması gerekir. Bu nedenle ihtiyaç sahiplerinin gereksinimleri belirlenerek ayni veya nakdi yardımların buna göre yapılması önemlidir.

Mahalle kültürünün en önemli parçası olan esnaf ve sanatkârlar, Ramazan ayında alan el ile veren el arasında köprü kurmaya hazırdır. Bir ihtiyaç sahibi, çocuğunun mamasını mı alacak? Elektriği mi kesik? Doğal gazı mı yanmıyor? Yoksa başka bir ihtiyacı mı var? Bunları en iyi bilen, mahalledeki esnaf ve sanatkârlardır. Çünkü onlar, çevresindeki fakir fukarayı tanır.

Ancak şimdi, zincir mağazalar üzerinden yapılan yardımlar bir satış taktiğine dönüşerek insanların güzel duyguları ve vecibelerini yerine getirme mutluluklarını, amaçları dışında kullanmaktadır. Bu konuda hem Diyanet'in hem de yardım yapacak bireylerin daha duyarlı olması gerekir.

Yıllardır aynı yöntemlerle, hatta kamyonların üzerine çıkıp reklam yapılmak suretiyle insanları rencide edecek şekilde yapılan yardımlar, gerçek anlamda yardım değildir.

Eskiden, mahallelerde bakkallara gidilerek veresiye defterleri kapatılır, bu şekilde ihtiyaç sahiplerinin borçları ödenirdi. Bu uygulamalar, insanların gerçek ihtiyaçlarını doğrudan karşılayan çözümlerdi. Ancak günümüzde bu gelenekler büyük ölçüde kayboldu.

Bu nedenle, değerli yurttaşlarımızın, manevi duyguların doruğa çıktığı bu mübarek ayda yapacakları yardımları bilinçli bir şekilde gerçekleştirmelerini diliyoruz. Komşularımızın, akrabalarımızın ve aile büyüklerimizin ağız tadıyla bir Ramazan ayı geçirmelerini temenni ediyoruz.

“BAYRAMA YÖNELİK BEKLENTİLER ARTIYOR”

Birsen, son olarak şunları söyledi:
“Ramazan aylarında tüm esnafın aynı ölçüde hareketlilik yaşaması mümkün değil. Örneğin, gıda maddesi üreten ve satan esnaf ile sanatkârlarımızın işleri Ramazan'ın ilk günlerinden itibaren yoğunlaşmaktadır. Ancak Ramazan'ın 15'inden sonra, giysi ve ayakkabı gibi sektörlerde hareketlilik başlamakta, bayrama yönelik beklentiler artmaktadır.

Şu anda gıda sektörü daha hareketliyken, diğer sektörlerde bir durgunluk yaşandığını söyleyebiliriz. Fakat bayram yaklaştıkça, tüm sektörlerde canlanma olacağını da göz önünde bulundurmalıyız. Esnaf ve sanatkâr, Ramazan ayında umutla iş yapacağı günleri beklemektedir ve Eskişehir halkına en iyi hizmeti vermeye çalışacaktır.

Daha önce de belirttiğimiz gibi, zincir marketlerin kart ve benzeri düzenlemelerle yardımları yönlendirmesi, küçük esnaf ve sanatkârlarımızın bu süreçten dışlanmasına neden olmaktadır. Eskiden, bakkaldan, bayiden ya da manavdan doğrudan alınan ürünlerle yapılan yardımlar, gerçek ihtiyaç sahiplerine daha sağlıklı bir şekilde ulaşırdı. Ancak şimdi, zincir marketlerin uyguladığı yöntemler nedeniyle esnaf ve sanatkârın bu alandaki beklentileri azalmıştır.

Bu nedenle, yardımların daha iyi uygulanabilmesi ve gerçekten ihtiyaç sahiplerine ulaşabilmesi için daha duyarlı olunması gerekmektedir. Yardımların esnaf ve sanatkâr üzerinden yapılması, hem yardımların amacına uygun şekilde yerine ulaşmasını sağlar hem de küçük esnafın ticaretine katkıda bulunur. Burada kazan-kazan modeli ortaya çıkar. Ancak büyük zincir mağazalara kayan yardımlaşma, esnaf ve sanatkârı olumsuz etkilemektedir.

Ramazan sokaklarında dayanışmayı eskisi kadar görülmüyor. Ama azaldığını söyleyemeyiz. Ramazan'ın kış aylarına denk gelmesi nedeniyle sokak iftarlarının azaldığını belirtebiliriz. Bu tür etkinlikler, daha çok kapalı mekânlarda, çadırlar veya spor salonları gibi geniş alanlarda düzenlenmekte. Göz önünde olmayışları nedeniyle, sokak iftarlarının azaldığı düşünülse de, azalma yaşandığını söylemek doğru olmaz.”

Muhabir: Esra KAHYA