Cumhuriyet Halk Partisi'nin 23 Mart Pazar günü yapacağı Cumhurbaşkanlığı ön seçiminin tek adayı olan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu diplomasının iptal edilmesinin ardından gözaltına alındı. İstanbul Üniversitesi tarafından diploması iptal edilen İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'na gözaltına alınma gerekçesi olarak "suç örgütü liderliği" ve "terör örgütüne yardım ettiği" suçlaması yöneltildi. Eskişehir'de Siyasi Parti İl Başkanları konuyla ilgili görüşlerini 2 Eylül Haber'e anlattı.
"YAPILAN DEMOKRASİYE DARBEDİR"
Demokrat Parti Eskişehir İl Başkanı Hüseyin Özcan İmamoğlu'nun diplomasının iptal edilmesi ve gözaltına alınmasını şöyle değerlendirdi; "Yapılan demokrasiye bir darbedir. Kendi diplomasının, varlığını ispat edemeyenler başkasının diploması üzerinden siyaset yapmaya çalışmaktadırlar. Yapılan hukuksuzluktur. Yapılan siyaset Adliye koridorlarında, savcı odalarında yapılmaktadır. Fakat biz demokrasi kavgamızı asla bırakmayacağız. Baktığımızda bugün İstanbul, Fransız işgalindeki Adana sokakları gibidir. Dolayısıyla Türk milletinin demokrasiye ihtiyacı vardır. Yanlış kararları bugün dolar kuruyla borsanın pozisyonuna baktığımızda anlıyoruz. Bu şahsi meseleler için yapılan davranışlar Türkiye'ye kaça mal oluyor hesabını artık yapamıyoruz. Dolayısıyla Demokrasi her şeyden elzemdir. Yapılan hareket, yanlış bir harekettir. Ama Türk milleti bunun karşılığını sandıkta mutlaka verecektir. Türkiye bunları görmemeliydi. Türkiye bunları yaşamamalıydı. Biz de Demokrat Parti olarak parti binamızda demokrasi nöbeti tutmaya devam edeceğiz. Cumhuriyet çok önemli bir şey ama cumhuriyeti de demokrasiyle taçlandırmak en önemlisidir. Yıllardır ekonomik sıkıntılarla yaşayan Türk milleti bunu hak etmemektedir."
"HUKUKİ DEĞİL KİŞİSEL BİR SÜREÇ"
Konuyla ilgili konuşan Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanı Fesih Bingöl, "Bu yapılan Türkiye'nin geleceği açısından çok ciddi bir tehlikedir" dedi. Sürecin çok tehlikeli olduğunu ifade eden Bingöl şunları söyledi; "Türkiye hiçbirimizin tahmin etmediği bir sürece doğru evriliyor. Maalesef hem akademi yani üniversite hem de yargı bu konuda hukukun üstünlüğünü esas alan bir uygulama yapmıyor. Bu Türkiye'mizin geleceği açısından çok ciddi bir tehlikedir. Bence Türkiye'de bütün kesimlerin bu duruma itiraz etmesi gerekiyor. Bu mesele diploma meselesi ya da mesele gözaltına alma meselesi değil. Türkiye Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile tahmin etmediği bir sürece doğru evriliyor. Bu süreç Türkiye'nin hayrına ve yararına değildir. Dolayısıyla bu konuda mutlaka Türkiye'deki bütün kesimlerin partilerin, sivil toplum kuruluşlarının bir araya gelerek bu süreçle ilgili bir duruş ortaya koymaları gerekli. Türkiye'nin geleceği için bu çok önemli diye düşünüyorum. Bu bir hukuksuzluktur. Dolayısıyla burada hem şu an mevcut iktidar yargı sopasıyla istediği şekilde insanları gözaltına alabiliyor, cezalandırabiliyor. Öbür tarafta bir üniversite yetki alanında olmadığı halde diplomayı iptal ediyor. Bu bir hukuk profesörüne soruldu. "Bunu hukuk açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?" diye. "Bunu hukuk açısından değerlendirmek hukuka hakarettir" dedi. Burada hukuk yok. Dolayısıyla burada şahsi bir uygulama var. Kişisel bir uygulama var. Bu Türkiye'mizin geleceği için çok tehlikeli bir süreç."
BUGÜN İMAMOĞLU YARIN MANSUR YAVAŞ...
Zafer Partisi Eskişehir İl Başkanı Hasan Demir İmamoğlu'nun göz altına alınmasını şu şekilde değerlendirdi; "Yani bu sadece Ekrem İmamoğlu'yla kısıtlı bir hadise değil. İstibdat rejimi, baskı rejimi. Bunun ilk dalgasını bizzat Zafer Partisi olarak bizler çektik zaten. Nasıl ki Ergenekon ve Balyoz süreçlerinde bir takım operasyonlara tabii kalmışsa bu memleketi seven, vatan sevdalıları bugün de aynı durumlar söz konusu. 20 Ocak 2025 tarihinde Genel Başkanımız herhangi bir suçu yokken tutuklandı. Yaklaşık iki aydır cezaevinde. Ve operasyon düğmesine de bu şekilde basıldı. Bu devam edecek. Bugün Ekrem İmamoğlu yarın Mansur Yavaş, ertesi gün başka bir kişi. Kim ki şu an mevcut hükümetin karşısında güç olma potansiyeline erişecekse önünü kesmek adına yapılan siyasi yaptırımlardır bunlar. Tabii bunu millet görüyor haliyle. Bu işlerin üstesinden millet olarak gelmek mecburiyetindeyiz. Ekrem İmamoğlu konusu özelinde yani diploma krizi 35 sene önce alınan bir diploma. Bugün yüzün üzerinde insan buna maruz kaldı. Kimler var? Basın yayın organlarında önemli isimler, sanatçılar, bürokratlar. İşte dediğim gibi nasıl ki kendilerine alternatif oluşturacak bir düzenin önüne geçirmek istiyorlarsa bunu hukuku ellerinde bir sopa olarak kullanarak yapıyorlar. Arzu ettikleri düzeni bu şekilde kurmanın hesabını yapıyorlar. Ama Türk milleti kesinlikle bunun karşılığını tek yürek olarak verecektir."
HUKUK DEVLETİ İPTAL OLDU
İYİ Parti Eskişehir İl Başkanı Serdar Ulucan gelişmeler ile ilgili yaptığı açıklamasında şu görüşlere yer verdi; "Laik Türkiye Cumhuriyeti Devletinin hukuk düzeni, siyaseti en buhranlı, sıkıntılı kaos ortamlarında dahi bu duruma düşürülmedi. Gidiş gidiş değil. Diploma değil, hukuk devleti iptal oldu. Bu karar hem hukuk düzeninde, hem de milletin vicdanında yok hükmünde bir karardır. Bazıları hukuku iktidarlarının aparatı yapmak istedikçe, Biz daha gür bir şekilde hukuku savunacağız! Ne demokrasiyi oyuncak etmelerine, ne vatanı parça parça etmelerine, ne milleti fakirliğe mahkum etmelerine, ne Cumhuriyeti yıkma hayallerine geçit vermeyeceğiz! Çünkü Cumhuriyet yarışmaktır. Cumhuriyet seçebilmektir. Cumhuriyet hürriyettir."
"KİMSENİN SUÇ İŞLEME ÖZGÜRLÜĞÜ YOK"
Milliyetçi Hareket Partisi Eskişehir İl Başkanı İsmail Candemir İmamoğlu'nun gözaltına alınma kararının ardından, "Uzun süredir İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü bazı soruşturmalar vardı. Soruşturmalar kapsamında edindiğimiz bilgiye göre gözaltına alınmış. Hukuki bir süreç bekleyip göreceğiz. Kimsenin suç işleme özgürlüğü yok. Eğer herhangi bir şey varsa zaten mahkemede gereğini yapar. Eğer herhangi bir suçu yoksa da zaten serbest bırakılır. Hepimiz kanun önünde eşitiz. Seçilmiş olmak bize ayrıcalık vermiyor" dedi.