ANAHTAR PARTİ İTİRAZLARIN SOMUTLAŞMIŞ ÇIKTISIDIR
Sizin siyasetle uzun yıllardır iç içe olduğunuzu biliyoruz. Anahtar Parti’de de çok önemli bir görevde bulunuyorsunuz. Bize Anahtar Parkı'nın yola çıkış gerekçelerini anlatır mısınız?
Anahtar Parti’nin yola çıkışı aslında hepimizin her gün hayatımızda gördüğümüz, yaşadığımız, anlamakta zorlandığımız, haksızlığa uğradığımızı düşündüğümüz bir şeylerin yanlış gittiğini düşündüğümüz bir ortam olmasından kaynaklanıyor. Baktığımız zaman herkes geçim derdinde. Öğrenci, asgari ücretli zorlanıyor, iş insanı, ev hanımı hepimiz zorlanıyoruz. Bir geçim derdi var. Öbür taraftan bakıyorsunuz insanların adaletle ilgili kaygıları var. İnsanlar çok çalışıp, hazırlanıp bir sınava gireyim diyorlar ama işe giremiyorlar diye adaletsizliğe isyan ediyor. Vergisini düzgün ödeyen insan vergi affına itiraz ediyor. Akademideki haksızlığa itiraz ediliyor, bir sürü suça rağmen sokakta gezen suç makinalarının insanların normal hayatını sabote etmesine yani hepimizin rahatsız olduğu bir sürü şey var ve hepimiz buna itiraz ediyoruz. Anahtar Parti bu itirazların somutlaşmış bir çıktısı oldu aslında. Biz itiraz edenlerin partisi olarak kurulduk. Yaşadığımız bir sürü haksızlığa, adaletsizliğe, yanlışa, eskimişliğe, yıpranmışlığa itiraz etmek üzere kurulduk. Dedik ki adımız da Anahtar, Türkiye'nin kilit sorunlarına anahtar çözümler üretebiliriz diye yola çıktık. Bunu nasıl yaparız dedik biz dedik ki bu milletin hemen hemen her evde iyi eğitim almış vatanını, milletini seven, bu ülke için, bu devlet için, bu millet için bir şeyler yapmak isteyen evladı var. Bunlara da çok güzel bir tanımlama koyduk. Liyakatli şöhretsizler dedik. Her evde gördüğümüz bu gençler, bu insanlar ben yapabilirim daha iyisini yapabilirim duygusuyla harekete geçen, o içsel motivasyonu hisseden, o duyguyu hisseden, vatansever, milletini sever, bayrağımı sever bütün gençlerimize de liyakatli şöhretsiz dedik. Evet, bu insanların şöhreti yok ama bu insanların liyakati var. Bu itiraz ettiğimiz her alana dokunabilecek kadar güçleri var, yeterlilikleri var. Biz dedik ki biz bu vatan evlatlarıyla itiraz ettiğimiz bu konulara anahtar çözümler bularak daha iyi bir Türkiye'de yaşamanın mümkün olduğunu milletimize göstereceğiz dedik, böyle kurulduk.
SİYASETÇİ KADINI DESTEKLEMELİYİZ
Bir kadın olarak, Anahtar Parti’nin önümüzdeki süreçte, kadınlar ile ilgili politikalarında neler vaat ediyorsunuz?
Şöyle aslında bunu Anahtar Parti’den ziyade siyasetin geneli olarak cevap verebilirim. Siyasette kadınlar çok dezavantajlılar bunu herkes biliyor. Yani en basiti bırakın hani çok üst seviyede siyaseti bir ile, bir ilçeye, bir beldeye bile şöyle bir şeyle karşılaşırsınız. Bir erkek işinden çıkar, akşam dükkânını kapatır, mesaisi biter. İşte gider oradaki mahalle teşkilatına, istediği gönül verdiği partinin ilçe teşkilatına, il başkanlığına gider orada siyasetini yapar, ilişkilerini kurar. Memleket oradaki gönüldaşlarıyla paylaşır ve aidiyetini oluşturur. Bir kadın için bu böyle değildir. Bir kadın önce siyasete girmek için evinin temizliğini, yemeğini yapacak, çocuğunu halledecek, varsa evde yaşlısı, hastası onları, bakımları verecek ondan sonra da evde artık babası olur, kocası olur kimse onun da bir onayını, iznini alarak ancak daha yola çıkma seviyesine gelecek. O ona geldikten sonra da bütün o yorgunlukla, kısıtlı imkânla, zamanla gidip biz dâhil olacak. Bir parti için çalışacak. Bu kadınların baştan zaten çok büyük bir dezavantajla başladığını gösteriyor. Süreçte de aynı şekilde siyaset zaten zor bir alan, siyaset çok mücadele gerektiren bir alan. O anlamda erkekleri de zorlayan bir alan. Sadece kadınlar için zorlayıcı değil. Erkekler için de zorlayıcı bir alan. Hani gerçekten çok sağlam bir desteğe ihtiyacınız var, çok sağlam sinir sistemine ihtiyacınız var. Hani bütün bunlarla mücadele edip hala ben varım ve bunu yapmak istiyorum. Ben de bu ülkede bir şeyleri değiştirmek istiyorum diyen bir kadın varsa hepimizin ona destek olmamız gerektiğini düşünüyorum. Bütün sistemin onu desteklemesi onun elinden tutması lazım. Hani böyle bunu kotalarla falan sınırlamaktan ziyade bu alanda var olmasını kolaylaştıracak imkânlar sunmamız lazım. Anahtar Parti’de bu şöyle Genel Başkanımız Sayın Yavuz Ağıralioğlu gerçekten bu konuda çok demokrat, çok örnek bir genel başkan ve siyasetçi. Onun yaklaşımlarında bütün aile sisteminde, partideki yaklaşımlarında herkes görür kadınlara güvenini, saygısını, desteğini gördük ki Türkiye'de bir partinin genel sekreterinin kadın olması çok rastlanan bir şey değil. Genel başkanımız sağ olsun öyle bir güvenle yaklaşıyor ki bunu kendi adıma tabii ki büyük bir onur alıyorum ama kadınlar adına da duyulan bir güven olarak alıyorum ve hakikaten bir kadın olarak yani Nihal Ağca olmaktan öte siyaset yapmaya çalışan bir kadın olarak da bunu çok değerli buluyorum.
HAKSIZLIĞA İTİRAZ OLARAK KURULDUK
Özellikle genç kızlara ve öğrencilere burs desteği bunları da Bizim Çocuklar Eğitim ve Kültür Derneği çatısı altında yapıyorsunuz bize bununla ilgili bilgi verir misiniz ve son olarak Eskişehirli seçmene neler söylemek istersiniz?
Konu kadınlarımız, kızlarımız ve genel olarak öğrencilerimiz olduğu zaman Türkiye'de yaşam şartları belli. Bu çocuklarımızın ne kadar desteğe ihtiyacı olduğu belli. Önce maddi desteği ama daha sonra da onların önlerini, yollarını açacak bir profesyonel desteğe, bir mentorluğa ihtiyaçları var. Ben bunun için yıllardır kendi yakın çevremden, eşim, dostumla aslında bir sistem götürüyordum. Bundan 3 sene önce de artık bu işi beraber yaptığım, buna gönül vermiş, 10 arkadaşımla birlikte bir dernek kurduk. Dedik ki biz öğrencilerimizi destekleyelim Ama ağırlıkla yüzde 70 kadar da kız öğrencilerimizi destekleyelim diye bir dernek kurduk. Türkiye'nin her yerinde öğrencilerimiz var. Her alanda çalışan öğrencilerimiz var Boğaziçi'nde ekonomi okuyan da var, Maraş'ta tarih okuyan da var. Türkiye'nin her yerinde öğrencilerimiz var. Biz bunlara öncelikle burs desteği veriyoruz. Her sene 100 öğrencimize bu desteği veriyoruz. Bunları küçük bir network içinden yapıyoruz yani bağışçılarımız aslında derneğin kurucu ekibi. Dışarıdan da tabii ki bağışı alıyoruz ama sistemi götüren genelde kurucu 10 tane kadar gönüllü arkadaşımla beraber 100 tane öğrencimizi destekliyoruz. O yolda bu arkadaşlarımıza staj mezun olanlara iş imkânı gibi yine kendi eşimizden dostumuzdan, iş dünyasından, tanıdıklarımızdan referansla onların önlerini açmak için mücadele ediyoruz ve bunu da şöyle dedik bu çocukların hepsi bizim çocuklarımız. Bunların nereden olduğu, kimin çocuğu olduğu önemli değil. Bu çocuklar belli ekonomik zorluklarla gelmişler ve bir üniversite sınavını kazanmışlar. Orada bir yaşam mücadelesi veriyorlar bunlar bizim çocuklarımız dedik. Derneğimizin adını da Bizim Çocuklar koyduk. Hayatımda sanıyorum en onur duyduğum, en keyifle anlattığım konu Bizim Çocuklar derneğimiz olabilir.
ESKİŞEHİR TÜRKİYE’NİN AYDINLIK YÜZÜ
Eskişehirli seçmenlere şunu söylemek isterim; Eskişehir her zaman Türkiye'nin aydınlık yüzü olmuştur. Gerçekten Türkiye'yi çok güzel temsil eden, genç enerjisi olan, bir şeylerin çok farkında olan güzel bir şehir. Yani düşünen ve okuyan bir şehir. Bu kadar güzel bir şehir de mutlaka kendisi için en doğru olanı bilecektir ve en doğru olanı yapacaktır. Ben Eskişehir'de bizim çok ciddi bir karşılığımızın olduğunu hem görüyorum hem biliyorum hem de kalben inanıyorum. Çünkü okuyan insan, çalışan insan, üreten insan bütün bunları değerlendirecektir. Bütün bunları görecektir. İtiraz edenin, sesini yükseltenin, adaleti sağlamaya çalışanın ve güven verinin yanında olacaktır. Bizim de onların yanında olduğumuz gibi.