Türkiye’nin her zaman mazlumun yanında bir tutum içinde olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz bunu kabul etmedik, etmiyoruz, etmeyeceğiz. Bizim prensibimiz bellidir: Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. Tek başımıza kalsak da hakkı ve hakikati haykırmaktan çekinmeyeceğiz. Acı da olsa muhataplarımız için rahatsız edici de olsa birilerinin konforlarını bozsa doğru bildiklerimizi açık yüreklilikle ifade edeceğiz. Bunun yanında Gazze halkının acil ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik çabalarımızı daha da yoğunlaştırıyoruz, yoğunlaştıracağız. 7 Ekim'den bu yana bir taraftan diplomatik temaslarımızı her seviyede sürdürürken, diğer taraftan Gazze’ye insani yardımların ulaşması için gayret gösterdik. Mısır makamlarıyla iş birliği içinde şimdiye kadar 10 uçak dolusu yardım malzemesini El Ariş Havalimanı’na sevk ettik. Son olarak dün Gazze’nin en çok ihtiyaç duyduğu jeneratörleri gönderdik. 25 sağlık personelimizin tıbbi malzemelerle Mısır’a intikalini sağladık. Gazze’ye ulaştırılmak için Mısır’a gönderdiğimiz yardım malzemelerinin miktarı 200 tonu aşıyor. Kardeş Mısır ile birlikte yardımları Gazzelilere ulaştırmaya çalışıyoruz. Sahra hastanelerinin kurulmasından yaralıların tedavi edilmek üzere ülkemize getirilmesine kadar her türlü insani yardımı yapmaya hazırız” ifadelerini kullandı.

Hazırlıkları yürütülen sivil yardım gemisini de şartlar olgunlaşınca bölgeye göndereceklerini açıklayan Erdoğan, “Saldırılarda etkilenen çocuklara yönelik her türlü tıbbi, psikolojik her türlü desteği sağlamaya yönelik çalışmalarımız sürüyor. Eşim Emine Erdoğan himayesinde ilgili bakanlıklarımızın bu konudaki temasları devam ediyor. Özellikle çocukların getirilmesi ve onların burada himayesi noktasında. Bunun dışında yaraların hızlıca sarılması ve insani trajediler noktasında ne yapmak gerekiyorsa Türkiye olarak elimizi taşın altına koymaktan asla imtina etmeyeceğiz. Tıpkı 500 sene önce İsrail sana sesleniyorum; engizisyondan kaçan Musevilere alicenaplık gösterdiğimiz gibi, unutmayın açın tarih kitaplarınızı bakın, bunu biz yaptık. Tıpkı 2. Dünya Savaşı'nda soykırıma uğrayan Yahudi bilim adamlarına sahip çıktığımız gibi. Tıpkı Rusya-Ukrayna savaşında göç etmek zorunda kalanlara yardım ettiğimiz gibi. Suriyeli mazlumları bağrımıza bastığımız gibi. Tıpkı daha önce Kafkas ve Balkanlar'dan hicret ederek Anadolu’ya gelen kardeşlerimize kucak açtığımız gibi. Bugün de Gazze konusunda bizim yegane pusulamız vicdandır, merhamettir, insanı insan yapan kadim değerlerin ihyasıdır. Bizim için Gazzeli Filistinli, Suriyeli çocuklarla İsrail’deki çocuklar arasında hiçbir fark yoktur. Çünkü çocuk tüm kimliklerden, tanımlardan öte çocuktur” şeklinde konuştu.

“Çocuklar öldürülürken sessiz kalmanın utancını kimse bize yaşatamaz” diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Gözlerimizin önünde bir mezalime imza atılırken kimse bizden sükût etmemizi bekleyemez. Dilimizi bağlasak da böylesi bir vahşete sessiz kalmaya her şeyden önce vicdanımız el vermez. Bizim görevimiz hakkı tutup kaldırmak, kimliğine bakmadan mazlum ve mağdurların haykıran sesi olmaktır. Tarih soğuk betonların üzerinde sıra sıra dizilen masum çocuk cenazeleri karşısında susanlarla zor zamanda konuşanları, çalışanları, barış ve sükûnetin tesisi için samimiyetle koşturanları kaydetmektedir. Biz asırlardır hem haktan, hakkaniyetten ev adaletten yana olduk. Şimdi de hiçbir ayrım yapmadan mazlum ve mağdurun yanındayız. Dün olduğu gibi bugünde insanı, insan hayatını savunuyoruz, çocuklar ölmesin diye gayret ediyoruz. Türkiye yakın çevresindeki tüm insani mesellerlede dengeli bir duruş sergilemiştir. Filistin ve Gazze meselesinde tavrımızın doğruluğundan hiçbir şüphe duymuyoruz. Asıl sorgulanması gereken Gazze’deki katliamı görüp yüzünü başka tarafa dönenlerdir. Asıl hicap duyması gerekenler üç kuruş için zağarlık yapacak kadar onurunu, vakarını, vicdan pusulasını yitirenlerdir. Allah’ın izni ile biz ne kendimizi, ne ülkemizi ne de aziz milletimizi böyle bir duruma kesinlikle düşürmeyeceğiz. Buradan tekrar sesleniyorum. Şu Batı'nın sesini çıkarmayanları var ya, bunlar İsrail'e borçlu olanlardır ama Türkiye'nin İsrail'e borcu yok. Onun için biz rahatız, güçlüyüz. Hakkı haykırmaya devam edeceğiz.”

Program sonrası Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş tarafından üzerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM‘de yaptığı konuşmadaki “Aileye sahip çıkmak insana ve insanlığın istikbaline sahip çıkmaktır” sözünün yazılı olduğu bir tablo hediye edildi.

Kaynak: İHA