Önceliğimiz, çocuklarmız bununla tanışmasın
Sayın Ayşe Fert Dökmeci, öncelikle kendinizden bahseder misiniz? Eskişehir Yeşilay Cemiyeti olarak ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
Öncelikle buruya geldiğiniz ve Yeşilay’ı önemsediğiniz için çok teşekkür ediyorum. Ben 1973 yılında Ankara’da doğdum. İlk, orta ve lise eğitimimi Ankara’da tamamladım. Aynı zamanda Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunuyum. 1999 yılında evlenerek Eskişehir’e yerleştim. 1999 yılından beri de Eskişehir’de serbest avukatlık yapıyorum. Sadece serbest avukatlık yapmadım çok uzun yıllar siyasetle uğraştım. Belediye Meclis üyeliği yaptım, il başkanlığı ve milletvekili adaylığı yaptım. Eskişehirspor yönetim kurulu, Milli Piyango Yönetim Kurulu üyeliği yaptım. Uzun yıllar MÜSİAD yönetimlerinde yer aldım.2018 yılından bu yana da Yeşilay’da başkan yardımcısıydım ne yazık ki eski başkanımız Dr. Sıtkı Karaca beyefendinin rahatsızlığından dolayı son bir yıldır Yeşilay başkanlığına vekaleten bakıyordum, bu yaz başından beri de asaleten bu görevi yürütmekteyim. Bu dönemde hep birlikte neler yapabiliriz bunun araştırması içerisindeyiz. Bugün aslında sizin burada olmanız çok önemli. Biz burada neler yapıyoruz, ne gibi çözümler üretiyoruz. Sizin vasıtanızla Eskişehir halkına anlatma imkanı buluyoruz. Yeşilay gibi Kızılay gibi kurumlar tek başına işler yapabilecek kurumlar değil. Sayın Mücahit Öztürk’ün genel başkanlığından sonra daha kurumsal ve planlı programlı çalışmalar yapıyoruz.
İnsana hizmet aracı sadece siyaset değil
Yeşilay ile tanışana kadar hep hizmeti siyasetle yapılır diye düşünüyordum. Burada gördüm ki insanlara hizmetin yolu sadece siyaset değil, böyle hizmet etmekten dolayı da son derece mutluyum. Okullarda ve sahada bir çalışma yaptığımızda ben çok mutlu oluyorum. Bir gurup arkadaşla çalışma yaptıktan sonra yaptığımız değerlendirmede, 29 Ekim’deki sloganımız “Bağımsızlık ruhumuzda var” diye konuşmuştuk. Burada öncelikle önleme çalışmalarını önemsiyoruz. Bunu yaparken de gençlerle birlikte çalışıyoruz. Önceliğimi; Gençlerimiz, çocuklarımız bununla tanışmasın, bunu denemesin meselesidir, bunu yapmaya çalışıyoruz. Ancak yine de bununla tanışan muhatap olan gençlerimizin, çocuklarımızın kurtulabilmesi için de çok güzel bir kurumumuz var; YEŞİLAY. Örneğin Yeşilay Danışma Merkezi 2019 yılından bu yana 81 ilde ve bazı büyükşehirlerin ilçeleri de dahil olmak üzere bu konuda faaliyetlerini yürütüyor. Tedavi olabilme imkanı sağlıyor. Buralarda bir klinik gibi, psikologlarımız, iletişim uzmanlarımız çok titiz bir çalışma gerçekleştiriyorlar.
Eskişehir’de özellikle uyuşturucu ve diğer zararlı alışkanlıklar ile ilgili ne durumdayız?
Elimizde istatistik veriler yok. Ancak bize YEDAM üzerinden yapılan başvurulardan çıkardığımız sonuçlar üzerinden söylüyorum, Eskişehir’de bağımlılık anlamında yaptığımız değerlendirmede kumar sonra sırasıyla, madde, alkol, internet ve tütün bağımlığı şeklinde bir sıralama yapmak mümkün. Bağımlıysa insanlar bunun çok bilinmesi taraftarı değil. Aileler d e, bireyler de bu konuda başvurmaya çekinebiliyorlar. İleride herhangi bir sorun yaşamak endişesiyle bilinmesini istemeyebiliyorlar. Bu işin kar yumağı gibi çoğalmasının sebebi bu. Ancak bizim YEDAM’da tüm bilgiler çok büyük titizlikle saklanıyor. Danışanlar birbirleri ile mümkün olduğunca karşılaşmıyorlar bu çok önemli. Başvuranlara bunun garantisi veriliyor. YEDAM’a başvurulduğu anda tünelin ucu görünüyor demektir. Burada tedavi süreci başlamış oluyor. Biz tabii ki bir AMATEM değiliz. Yataklı tedavi imkanı sunamıyoruz. Yine de Yunus Emre Devlet Hastanesi’nde ve şimdi de Şehir Hastanesi yanında yeni tedavi merkezleri oluşturuluyor. Ancak yaptığımız çalışmalar sonucu burada bağımlılıktan kurtulmak anlamında başarı oranımız geçtiğimiz yıllara göre çok yüksek. Şu anda başarı oranımız yüzde 52 oranında. Tabi iki burada yürüttüğümüz çabalar yeterli olmayabiliyor.
Tek başına değil hep birlikte başarabiliriz
Bir de bu konuda çevre desteği ve takibi de gerekiyor. Biz bu başarıyı elde ederken atölye çalışmaları yapıyoruz. Müzik, ahşap atölyelerimiz var. Bu tarz çalışmalar yaparken hedefimiz farklı işlerde, farklı alanlarda insanların yeteneklerini geliştirmek. Bizimle birlikte olan bireyleri aynı zamanda meslek sahibi yapabiliyoruz. Onların istihdamına da katkı yapmaya gayret ediyoruz. YEDAM olarak okullarda da bir dizi etkinlikler yapıyoruz. Özellikle dezavantajlı bölgelerdeki okullara gidiyoruz. Doğum günleri kutluyoruz. Bir gurup çocuk hiç bilmiyor, bir gurup çocuk altını dolduramıyor. Ancak bu defa geçmişteki gibi değil. Örneğin okullarda, “Benim Kulübüm Yeşilay” çalışmasında oyunlar hazırlıyoruz, bunları yaparken sağlıklı yaşam üzerinden kurgular yapmaya özen gösteriyoruz. Bu benim şahsen en çok hoşuma giden çalışmalardan birisi. Bu arada esnaflarımızla yaptığımız etkinlikler ve eğitimler var. Eğer aile ilgili yeterince bilgilendirme olmadığında bu bağımlılık meselesi ailenin problemi haline gelebiliyor. Akran, ebeveyn eğitimleri gerçekleştiriyoruz. Kamplar düzenliyoruz. Kamplarda biraz eğlence ve çoğunlukla eğitimler gerçekleştiriyoruz. Yani sadece gitar çalmıyoruz. Biz Yeşilay olarak bu gençlerle başka türlü iletişim kurma imkanımız olmuyor.
Bir insanı kurtarmak insanlığı kurtarmak gibi
Sayın başkan dayanışmadan söz ettiniz. Dayanışma derken neyi anlatmak istiyorsunuz?
Bizim çağrımız şudur. Bize yardım edin. Tüm Eskişehirliler ile kamu kurumlarıyla, aileler ile eğitim kurumlarımızla, sivil toplum kuruluşlarımızla bağımlıkla mücadelemizde el ele kol kola çalışalım istiyoruz. Bundan önceki Sayın Valimiz Erol Ayyıldız döneminde çok önemli çalışmalar gerçekleştirdik. Sayın Valimiz yaptığımız çalışmalara büyük katkı sundu. Özellikle Milli Eğitim başta olmak üzere kamu kurumları ile işbirliğinde önümüzü açtı. Yeni valimizle de yine önemli işbirlikleri gerçekleştireceğimizi düşünüyoruz. Bu arada Sayın Cumhuriyet Başsavcımız da bu konuyla ilgili çok duyarlı ve konuya çok ilgili. Bir insanı kurtarabilirsek, içine düştüğü girdaptan çekip çıkarabilirsek bu çok önemli. Bununla ilgili hepimizin dertlenmesi lazım. Bu bir domino taşı gibi. Bir çocuğu, bir genci kurtarmak toplumu kurtarmak gibi bir şey. Bu gençler hepimizin geleceği. O sebeple bu konuya hep birlikte omuz vermeliyiz.
Toplumsal bir felaket olarak bağımlılıkla mücadelede özellikle ailelere ne gibi önerilerde bulunuyorsunuz?
Çocuklarımızı gözetim altında tutmamız tabii ki baskı altına almadan çok önemli. Çocukları ile çok ilgilenmeleri gerekir. Suç işleyen, başarısızlık ve ilgisizlik ister istemez bazen insanları bağımlılığın kucağına itebiliyor. Parçalanmış aile çocuklarımızda ne yazık ki böyle şeyler olabiliyor. Aileler çocuklarını sürekli yakından takip etmeli, bir farklılaşma gördüğünde bir uzmana başvurmalıyız. Şimdi bir konunun da altını çizmeliyim. Belediyelerde Yeşilay’ın faaliyetlerinin duyurulması anlamında bize yardımcı olabiliyorlar. Hep birlikte el ele gönül gönüle bu çalışmalarımızı duyurabildiğimiz kadar kişiye duyurmalıyız. Yeşilay Danışma Merkezimizin hemen yanı başında Balathane diye bir kafemiz var. Burada gençlerimizi oraya bekliyoruz. Gençlerimizin rahatlıkla ders çalışabilecekleri, değerlendirebilecekleri bir mekan. Bu vesile ile buraya kadar gelip bize destek verdiğiniz için sizlere tekrar teşekkür ediyorum.
2Eylül Haber