Eskişehir’de çok sayıda öğretmen Ulus Anıtı önünde bir araya gelerek, eğitimde yaşanan şiddete tepki gösterdi. Eğitim sendikalarının Eskişehir Şubeleri tarafından yapılan ortak açıklamada İstanbul’daki olay kınandı. Sendikalar ortak açıklamada şu görüşlere dikkat çektiler, “Millî Eğitim Bakanlığı ve siyasi iktidarın eğitim emekçilerine yönelik söylem ve yaklaşımları ile Öğretmenlik Meslek Kanunu üzerinden emeğimizin değersizleştirildiği, mesleğimizin itibarsızlaştırdığı koşullarda, savaşlarda bile hedef alınmayan eğitim emekçileri okullarda şiddetin hedefi olmaya devam etmektedir. Önceki gün ömrünün büyük bölümünü eğitime ve öğrencilerine adamış olan bir meslektaşımızı hayattan ve öğrencilerinden koparan ne basit bir öfke krizi ne failin öğrenci oluşu ne de failin uyruğu ile ilgilidir. Bugüne kadar eğitimden sorumlu olanların yaptıkları açıklamalarda eğitimde yaşanan olumsuzlukların sorumlusu olarak öğretmenleri göstermesi, CİMER uygulamasının bizlere karşı bir sopaya dönüştürülmesi, MEB’in eğitimde yaşanan sorunlara çözüm üretmek yerine öğretmenleri ve idarecileri veli/öğrenci karşısında tek muhatap olarak bırakması, bugün yaşananlara zemin oluşturmuştur”

Öğretmenler olumsuzluğun sorumlusu değil

Eğitim sendikaları adına açıklamayı Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası İl Temsilcisi Yücel Karasu yaptı. Karasu, ortak açıklamayı kamuoyuna şu şekilde duyurdu: “

“Millî Eğitim Bakanlığı ve siyasi iktidarın eğitim çalışanlarına yönelik söylem ve yaklaşımları son olarak çıkarılan Öğretmenlik Meslek Kanunu ile emeğimiz değersizleştirildi. Bu da beraberinde mesleğimizin itibarsızlaştırılmasını, savaşlarda bile hedef alınmayan eğitim emekçilerinin okullarda şiddetin hedefi olmasını doğurdu. Son bir ayda hamile arkadaşımızın dövülmesinden, bıçaklı yaralamaya, okula silahlı saldırıya kadar birçok şiddeti beraberinde getirdi. En sonunda da bir arkadaşımızın hayatını kaybetmesine neden oldu. Önceki gün ömrünün büyük bölümünü eğitime ve öğrencilerine adamış olan bir meslektaşımızı, İbrahim hocamızı hayattan ve öğrencilerinden koparan ne basit bir öfke krizi ne failin öğrenci oluşu ne de failin uyruğu ile ilgilidir. Bugüne kadar eğitimden sorumlu olanların yaptıkları açıklamalarda eğitimde yaşanan olumsuzlukların sorumlusu olarak öğretmenleri göstermesi, CİMER uygulamasının bizlere karşı bir sopaya dönüştürülmesi, MEB’in eğitimde yaşanan sorunlara çözüm üretmek yerine öğretmenleri ve idarecileri veli/öğrenci karşısında tek muhatap olarak bırakması, bugün yaşananlara zemin oluşturmuştur”.

Söz bitti

Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası İl Temsilcisi Yücel Karasu, bu ülkede okulda öğretmenin öldürüldüğünün altını çizerek kamuoyuna tüm eğitim sendikaları adına şu açıklamayı yaptı: “Bu ülkede okulda öğretmen öldürüldü! Söz bitti! Şiddetin, cinayetin tek bir faili olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Cinayetin arkasındaki zihniyet, bizleri ötekileştiren, her fırsatta tehdit ederek hedef haline getiren, mesleğimizin itibarını ayaklar altına alanlardır. "Bir toplumun uygarlık düzeyi, öğretmene verdiği değerle ölçülür." Öğretmenler, toplumun temel taşlarını döşeyen, gelecek nesilleri yetiştiren ve aydınlık bir geleceğe rehberlik eden mimarlardır. Öğretmene yapılan her saldırı, tüm topluma ve ülkenin geleceğine yapılmış bir saldırıdır. Unutmayalım ki, eğitimsiz bir toplum, karanlığa mahkumdur. Buradan Milli Eğitim Bakanı’na soruyoruz: Okulda şiddeti önlemek için daha kaç eğitim emekçisinin can vermesi gerekiyor? İktidarın ve MEB’in plansızlığı nedeniyle okullarımız güvenlik açısından ciddi risk altındadır. Okullarımızdaki güvenlik açığının faturasını canımızla mı ödeyeceğiz? Buradan bir kez daha altını çiziyoruz. Her suç gibi bu suçun da arkasında kimlerin olduğunu biliyor ve onları çok iyi tanıyoruz”.
Ulus Anıtındaki basın açıklamasından sonra öğretmenler, kprübaşına doğru çeşitli sloganlar atarak, yürüdüler.

Can HACIOĞLU

Kaynak: Can Hacıoğlu