Temmuz ayında gerçekleşen TFF Genel Kurulu'nda Başkan olarak seçilen İbrahim Ethem Hacıosmanoğlu ve yönetimini tebrik ederek konuşmasına başlayan Erdoğan, "Türkiye, genç ve dinamik nüfusuyla, rekabetçi ruhuyla köklerinden gelen kodlarında yer alan sportif anlayışla birçok spor dalında çok önemli başarılara imza atmış, çok büyük sporcular yetiştirmiş bir spor ülkesidir. Bu gerçekten hareketle biz de ülkemizde icra edilen bütün spor dallarını hükümetlerimiz dönemlerinde her zaman destekledik" ifadelerini kullandı.
İnşa ettikleri tesisler, modern eğitim anlayışı ve sağladıkları ayni ile nakdi desteklerle tüm sporculara manevi anlamda cesaretlendirerek onlara 'başarabilirim' duygusunu aşıladıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Kadın, erkek, olimpik, paralimpik farkı gözetmeksizin ülkemizi en iyi şekilde temsil eden tüm sporcularımızın yanında olmayı sürdüreceğiz. Türkiye'nin uluslararası alanda yıldızının parlaması için hiçbir fedakarlıktan çekinmedik, bundan sonra da çekinmeyeceğiz. Yüzlerce farklı branşta sporla ilgilenen, spora düşkün bir milletiz. Ancak futbolun milletimizin gönlünde çok müstesna bir yeri bulunuyor. Ülkemizde futbol, milyonlarca vatandaşımız tarafından amatör düzeyde de olsa ya oynanıyor veya ilgiyle takip ediliyor. Yaş, cinsiyet, sosyal statü, siyasi görüş fark etmeksizin futbolu, insanımızı buluşturan, geniş bir ortak payda, kaynaştırıcı bir güç olarak görüyoruz.
Bu yüzden Türkiye Futbol Federasyonumuzun, futbolun başka pek az dalda bulunan bu gücünü milletimizin lehine artırmasını bekliyoruz. Esasen bu beklenti milletimizin tamamında mevcuttur. Milletimiz bizden gerginliği kısır çatışmaları değil kardeşliği dostluğu adil yönetim anlayışını ve her anlamda kaliteli futbolu teşvik etmemiz bekliyor. Milletimiz kısacası futbolda olumlu iklimin tesis edilmesini bekliyor. Elbette bunu beklerken rekabet kalitesinin seyir zevkinin marka değerinin ve başarılarının arttığını da görmek istiyor. Bu haklı beklentilere cevap vermek başta sorumluluk sahibi siz kardeşlerim olmak üzere hepimizin görevidir. Burada şunu özellikle vurgulamak isterim. Kulüplerimizin finansal yapıların düzeltilmesi müsabakaların adil bir şekilde yönetilmesi yöneticilerimizin ve medyamızın mesuliyetlerinin farkında olması, sporcuların sahadan fair play ruhuyla mücadele etmesi, genç futbolculara daha çok şans tanınması gibi başlıklarda daha hassas hareket ettiğimizde inanıyorum ki Türk futbolu tarihinin en parlak dönemini yaşayacaktır. Hiç şüphesiz asıl yük sizlerin omuzlarındadır. Kimsenin etkisi altında kalmadan vereceğiniz doğru kararlar inşallah Türk futbolunun önünü açacaktır."