Burada değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"MİLLETİMİZİN VE FİLİSTİN HALKININ RAMAZAN-I ŞERİFİNİ CANI GÖNÜLDEM TEBRİK EDİYORUM"

"Hiçbir şey yapmadılar sorumluluğu belediyeye yüklediler" "Hiçbir şey yapmadılar sorumluluğu belediyeye yüklediler"

"Davetimize icabet ederek, iftar soframızı onurlandıran siz muhterem kardeşlerime, ailem adına, milletim adına tek tek teşekkür ediyorum. Ramazan-ı Şerifin kardeşliğimizi perçinleyen, dayanışmamızı güçlendiren bu vahdet ve kuvvet ikliminde sizlerle bir arada olmanın bahtiyarlığını yaşıyorum. Cumhurbaşkanlığı Külliyemize, milletin evine, bu gazi mekana hepiniz hoş geldiniz, şeref verdiniz. Sözlerimin hemen başında sizlerle birlikte milletimizin ve Filistin halkının Ramazan-ı Şerifini canı gönülden tebrik ediyorum. Bu mübarek aya nasıl salimen ulaştıysak Kadir Gecesi ve Ramazan Bayramı'na da aynı şekilde sağlıkla, afiyetle, huzurla vasıl olmayı Rabbim hepimize nasip eylesin diyorum. Yine sizlerin vasıtasıyla Gazze, Kudüs ve Batı Şeria'daki kardeşlerimiz başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında izzetiyle hayata tutunan Filistin'in yiğit evlatlarını şahsım ve milletim adına saygıyla selamlıyorum.

"ÜSTAD NECİP FAZIL, ORUCU MADDİ VE MANEVİ SAYISIZ NİMETİN KAYNAĞI OLARAK TARİF EDİYOR"

'Allah yolunda öldürülenler için ölüler demeyin, hayır onlar dirilirler, fakat siz bilemezsiniz.' Evet bedenen aramızdan ayrılmış olsalar bile şehitlerimizin ölmediklerine inanıyor bu ilahi müjdeye tüm kalbimizle iman ediyoruz. Gazze'de ve Batı Şeria'da vatanları, namusları, özgürlükleri için toprağa düşen tüm şehitlerimize Cenab-ı Allah'tan rahmet niyaz ediyoruz. Aynı şekilde baş koydukları mukaddes yolda mücadele ederken gazilik mertebesine erişen kardeşlerimize de sağlıklı ömürler diliyorum.

Üstad Necip Fazıl, orucu maddi ve manevi sayısız nimetin kaynağı olarak tarif ediyor. Tuttuğumuz oruçların, yaptığımız hayır ve ibadetlerin, ettiğimiz duaların maddi ve manevi nimetlerimizi arttırmasını, hayatımıza feyiz ve bereket katmasını canı gönülden temenni ediyoruz. Değerli dostlar, bugün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde büyük bir trajedinin son asrın en barbar soykırımlarından birinin mağdurlarını misafir ediyoruz. Gazze'nin vakur olduğu kadar yüreği yaralı evlatlarını milletin evinde bu gazi mekanda ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Teşekkür ederim.

"İSRAİL'İN 471 GÜN BOYUNCA GAZZE'DE GERÇEKLEŞTİRDİĞİ KATLİAMLAR İNSANLIK TARİHİNE BİR UTANÇ LEKESİ OLARAK KAZINMIŞTIR"

Burada şu hususun altını tekrar çizmek istiyorum. İsrail'in 471 gün boyunca Gazze'de gerçekleştirdiği katliamlar insanlık tarihine bir utanç lekesi olarak kazınmıştır. Soykırım şebekesinin saldırıları sonucunda çoğu çocuk ve kadın 61 birin üzerinde kardeşimiz şehit oldu. 200'ün üzerinde basın mensubu katledildi. Savaşta bile dokunulmaması gereken 330'dan fazla sağlık görevlisi bilinçli bir şekilde öldürüldü. Ağzı süt kokan bebekleri, analarının öpmeye doyamadığı masum yavruları katletmekten sadistçe bir keyif alan bir cinnet haliyle, kimi zaman öfkeyle, kimi zaman mahcubiyette, bütün dünya gibi biz de 471 gün süresince maruz kaldık.

Alkanlarıyla toprağı sulayan şehitlerden bir tanesi de henüz 3 yaşındaki Rim isimli evladımızdı. Dedesi Ebu Dia Rim'in gözlerinin içini öperek sen ruhumun ruhusun diyerek torununu toprağa vermişti. Geçtiğimiz Aralık'ta Ebu Dia da İsrail saldırılarında şehit düştü. Nice dede torunsuz, nice torun dedesiz, nice çocuk annesiz babasız kaldı. Kardeşlerim Ebu Dia nasıl torunu Rim'i ruhunun ruhu olarak gördüyse, onu nasıl sevgiyle, şefkatle, merhametle bağrına bastıysa biz de Filistin'i daima ruhumuzun ruhu olarak gördük. Filistinli kardeşlerimizin canımızın canı olarak bildik.

Kaynak: İHA