Bir otelde düzenlenen toplantıda gündeme yönelik açıklamalarda bulunan Zafer Partisi Tepebaşı İlçe Başkanı Abdulkadir Çakır, ülkede ekonomik durum, işsizlik, kaçak ve sığınmacı sorunları olduğunu söyledi.

Devlet Bahçeli: El ele verirsek elin uşaklarını aramıza sokmayız Devlet Bahçeli: El ele verirsek elin uşaklarını aramıza sokmayız

“EN VAZGEÇİLMEZ YARA GEÇİM

En büyük ve vazgeçilmez yaranın geçim sorunu olduğunu ifade eden Çakır, “Emeklilerimiz şu anda 12.500 TL maaş alıyor. Hükümetimiz bu maaşı artırmalı. Bahsedilen miktarlarla geçinmenin çok zor olduğunu düşünüyorum. Bunun yanı sıra, Zafer Partisi’ne sürekli “Sığınmacılarla ilgili politikanız var” diyenler oluyor. Ancak, 4-5 gün önce Başkanımızın açıkladığı ekonomik programımız var. Bu program, ülkemizi kurtaracak nitelikte güçlü bir ekonomik plandır. Yerel yönetimlerdeki sorunlara gelirsek, bu sığınmacılar eğer gelmemiş olsaydı kira artışları anormal seviyelere yükselmezdi. İşsizlik de bu kadar artmazdı. Altyapı sorunlarımız da olmayacaktı. Kendi kendimize yeten bir ülkeyken şu anda, sığınmacılar ve kaçaklar nedeniyle, ikinci sınıf vatandaş durumuna düştük. Gençlerimiz arasında işsizlik had safhaya ulaştı. Özellikle Eskişehir’imizin kenar semtlerinde, insanlar geçim darlığından evlerinden çıkamıyor” dedi. 

“İÇİMİZİ ACITIYOR”

Zafer Partisi Eskişehir İl Başkanı Hasan Demir ise şöyle konuştu: “Dünyada hızlı bir değişim yaşanırken, ülkemizdeki medya kuruluşlarına baktığımızda özellikle hükümet lehine yapılan haberleri izlemek içimizi acıtıyor. Suriye politikasından Orta Doğu’daki gelişmelere, zafer çığlıklarıyla gösterilen belli atamalara kadar, ülkenin iyiye gitmediğini artık daha net görebiliyoruz. Türkiye, nüfusun %80’inin geçim sıkıntısı çektiği, %20’sinin ise lüks ve şatafat içinde yaşadığı bir düzene evrildi. Mevcut ekonomik sistem, ülkenin refahını artırmak bir yana, daha da kötüye gitmesine neden oluyor. Pandemi sürecinden sonra yaşanan ekonomik sıkıntılar, fakir ve asgari geçimle hayatını sürdüren insanlara daha fazla yük getirdi. Buna karşılık, zenginlerin kazancına herhangi bir yük eklenmiyor; aksine onlara çeşitli avantajlar sağlanıyor. Örneğin, %8 olan KDV oranları %20’lere yükseldi. Fakir, kazandığı her kuruşu harcamak zorunda kalırken, zengin kazancının çok az bir kısmını harcadığı için bu artışlardan etkilenmiyor. Ayrıca, sözde ekonomik iyileştirme amacıyla döviz kuruna endeksli mevduat hesapları açıldı. Geçmişte bu tür uygulamalardan kurtulduğumuz günler olmuştu, ancak şimdi bu sistem yeniden getirilerek, ülkenin çalışıp didinerek elde ettiği bütün kaynaklar %20’lik bir kesime aktarılmakta.”

Muhabir: Özge Zaim