Eskişehir'de eğitim ve sağlık işbirliği protokolü imzalandı Eskişehir'de eğitim ve sağlık işbirliği protokolü imzalandı

Kemalist Aydınlanma Derneği tarafından düzenlenen "Türkiye Nereye Gidiyor?" isimli panelde konuşan Eskişehir Büyükşehir Belediyesi önceki dönem belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen Eskişehir’de yeniden yapılacak olan Halk Evi hakkında açıklamalarda bulundu. Büyükerşen, “Bugün sizlerin doldurduğu bu salon, bana göre tarihi bir döneme tanıklık ediyor. Bu salonun ilk yapıldığı günden itibaren burada neler yaşandığını bilenlerdenim. Bu salonda yapılan toplantıları, etkinliklerin hangi ideolojiyle ele alındığını ve yürütüldüğünü iyi bilenlerden biriyim. Cumhuriyetin kuruluşundan sonra Türk toplumunu aydınlatan o halk evi, ne yazık ki 1950 yılında iktidara gelen bir belediye tarafından Türkiye’deki tek örnek olarak peynir dilimi gibi kesilip satıldı. Türkiye’deki halk evleri arasında satılan ve yok edilen tek bina odur. Ben, Büyükşehir Belediye Başkanı olarak göreve geldiğim günden beri, gençliğimin ilk yıllarından bu yana hep o halk evinin yeniden yapılması, birebir aynısının inşa edilmesi için uğraştım. Hukuki konular çözüldü. Ekonomik sorunların da yakında çözülmesini bekliyoruz. Ve o eski halk evini yeniden göreceksiniz” dedi. 

KENDİMİ ŞANSLI HİSSEDİYORUM

Çocukluğunun geçtiği Halk evinin önemine dikkat çeken Büyükerşen, “ Köprübaşı’nda, şehrin merkezinde, Porsuk’un kenarında; benim çocukluğumun geçtiği o halk evi yeniden inşa edilecek. Çocuklarınız ve torunlarınız, tıpkı Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki gibi Kemalizm ruhunun hissedildiği bir ortamda yetişecekler. Oraya önem verin. Oranın yeniden hayata geçmesi için Eskişehir’in yetkililerinden ısrarla talepte bulunun. Ve talep etmeye devam edin. Şimdiki Büyükşehir Belediye Başkanımız Ayşe Ünlüce projeyi devraldı. İş Bankası’ndan destek alma imkânı yoktu çünkü İş Bankası, adı üstünde, bize tasarrufu öğreten bir bankadır. Bayramlarda el öptüğümüzde verilen harçlıkları kumbaramıza atarak tasarrufu öğrendiğimiz bir kurumdur. Ancak sonunda anlaşma sağlandı. Şimdi bina yıkılıyor. “Ne olacak buraya?” demeyin. Benim çocukluğumun anılarını taşıyan o halk evi binasının aynısını, inşallah en kısa sürede yeniden göreceksiniz. Kemalizmin o güzel atmosferini, etkinliklere bizzat katılarak ve izleyerek büyüyen bir nesil yetişecek. Bu nedenle kendimi, yaşıma rağmen çok şanslı ve mutlu hissediyorum. Allah’tan tek dileğim, o halk evini yeniden görmeden canımı almasın” şeklinde konuştu. 

NE MUTLU KEMALİST’İM

Görevini Ayşe Ünlüce’ye devretmenin gururunu yaşadığını ifade eden Büyükerşen şunları söyledi; “Biliyorsunuz, yaşımız ilerlediği için görev değişiklikleri kaçınılmaz oluyor. Ve bu görevi iyi bir değişimle devrettiğim için de ayrıca mutluyum. Bugünkü Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini, partimizin ve Genel Başkanımızın onayıyla, Atatürk’e yürekten bağlı bir Cumhuriyet kadınına devretmiş olmanın gururunu yaşıyorum. Türkiye zor bir dönemden geçiyor. Mevsimlerin bile farklı hissedildiği, bahar havasında kara kışın yaşandığı bir süreçteyiz. Ama her kara gün gibi bu da geçecek. Daha güzel günleri birlikte yaşayacağız. Umudumuzu asla kaybetmemeliyiz. Bu vesileyle toplantıyı düzenleyen Kemalist Düşünce Derneği’ne ve değerli kurucularına, bugün burada sizleri aydınlatacak konuşmacılarımıza bir Eskişehirli olarak şükranlarımı sunuyorum. Ama asıl borç yalnızca benim değil, hepimizin borcudur. Ömrümüzün sonuna kadar bu ülkeye, bu Cumhuriyet’e borçlu olduğumuzu unutmamalıyız. Ve bu borç öyle bir borçtur ki ömrümüzün sonuna kadar, hatta faizini de ödeyerek taşımaya devam edeceğiz. Onun yaptığı inkılaplara, 14 yılda gerçekleştirdiği büyük eserlere bizler hiçbir zaman rakip olamayız. Ama onları yaşatma konusunda yemin etmiş insanlarız. Bu yüzden her geçen gün kendimizi daha güçlü, daha kararlı hissetmeliyiz. Ve ben, onun sivil kıyafetli heykelinin altında yazan “Ne mutlu Türk’üm diyene” sözünü her gördüğümde, “Ne mutlu Kemalist’im” diyorum. Kendi aramızda konuşuyor olsak da, Kemalist düşüncenin kurumsal olarak hâlâ yaşatıldığını görmekten mutluluk duyuyorum.”

Muhabir: Esra KAHYA