Eskişehir’de “Başarının Anlatılmayan Gerçekleri” konuşulacak Eskişehir’de “Başarının Anlatılmayan Gerçekleri” konuşulacak

Bize kendinizden bahsettikten sonra DİLKOM hakkında bilgi verir misiniz?

Ben dil konuşma terapistliği meslek alanının ilk mezunlarından biriyim. 2004 yılında yüksek lisansımı, 2009 yılında doktoramı bitirdim. 2015 yılında doçentliğimi ve 2020 yılında profesörlüğümü aldım. Halihazırda da merkez müdürü olarak yetiştiğim kurumun müdürlüğünü yapma şansına sahip oldum diyebilirim.

E K0 2458-1

ÜLKEMİZDEKİ İLK MERKEZ

Dil ve Konuşma Bozuklukları Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi yani kısaca DİLKOM adıyla tanınan merkezimiz aslında Ekim 1999 yılında Prof. Dr. Seyhun Topbaş'ın katkılarıyla ve çabalarıyla kurulmuş bir merkez. Ülkemizde dil ve konuşma bozuklukları alanında üniversiter düzeyde bağımsız yapılanmaya sahip olup yani doğrudan rektörlüğe bağlı alanındaki ilk merkez. Bu bağlamda özel bir konumda diyebiliriz. Merkezimizin kuruluş amaçları aslında dil ve konuşma bozuklukları alanında değerlendirme yapmak, tanı koymak, terapi yapmak ve danışmanlık yapmak diyebilirim. Dil ve konuşma bozuklukları alanından araştırmalar ve projelerle evrensel bilgi birikimine katkıda bulunmak temel hedeflerimizden bir tanesi. Diğer bir hedefimiz özellikle lisans ve lisans üstü düzeyde dil konuşma terapisti öğrencilerine uygulama platformu sağlamak. Bir diğer amacımız aynı zamanda toplum yararına etkinlikler düzenlemek, dil ve konuşma bozukluklarını tanıtmak, önemli günlerde farkındalık seminerleri düzenlemek, aile eğitimleri düzenleyerek toplumu bilinçlendirmek kamuoyu yaratmak diyebilirim. Bu bağlamda oldukça aktif çalışıyoruz özellikle eğitim, uygulama ve araştırma merkezi olarak üç temel ayağımız var diyebilirim. Tanı, değerlendirme, müdahale amacının yanı sıra sunduğumuz hizmetlere baktığımız zaman aslında 11 alt birimimiz var. Ve gelen popülasyon 2 yaşından 85 yaşına kadar bir yaş ranjı gösteriyor. Gecikmiş dil konuşma bunlardan bir tanesi. Bebek gruplarımız var örneğin henüz konuşamayan çocuklara yönelik yaptığımız küçük grup eğitimleri. Bebek grupları 2-2.5 yaş arasında ama aynı zamanda 3 yaş ve 4 yaşta oluşan yaklaşık 40 tane erken çocukluk dönemindeki çocuklarla grup eğitimi şeklinde bir hizmet sunuyoruz. Bunun yanı sıra afazi ünitesinde özellikle inme sonrası dil kaybı yaşayan yaşlı popülasyonumuzda dil terapisi yapıyoruz. Aynı zamanda bu grup edinilmiş dil bozuklukları olarak tanımlayabileceğimiz bu ünitede inme sonrası dil kaybının yanı sıra demans, alzaymır gibi yine yaşlılık problemlerine bağlı dil terapileri de sunuyoruz. Hepsi bu binada 20 tane terapi salonumuz var. Dolayısıyla her bir ünitenin farklı terapi salonlarında etkili bir planlamayla hizmetlerini gerçekleştiriyoruz. Bunun yanı sıra gelişimsel dil bozukluğu dediğimiz bir popülasyon var. Gelişimsel dil bozukluğu salt dil sorunu yaşayan yani bilişsel düzeyde ya da herhangi bir motor yetersizlik gibi herhangi bir duyu organına ilişkin bir yetersizlik yaşamayan ama akranlarına göre dil becerilerinde zorluk yaşayan çocuklara yönelik verdiğimiz bir hizmete tabi tutuluyorlar diyebilirim bu çocuklar. Gelişimsel dil bozukluğunun yanı sıra ikincil dil bozukluğu dediğimiz bir farklı ünitemiz daha var. İkincil dil bozuklukları herhangi bir yetersizliğe eşlik eden dil bozukluklarından oluşuyor. Örneğin otizm spektrum bozukluğu, down sendromu veya hafif derecede zihinsel yetersizlik gibi. Bu sendromları bu yetersizliklere eşlik eden dil bozukluklarına yönelik müdahale sunuyoruz. İkincil dil bozukluklarına müdahalemizi erken çocukluk dönemiyle sınırlı tutuyoruz yani burada 0-6 yaş arasındaki çocuklara hizmet sunuyoruz. Aynı zamanda bu çocuklar dil konuşma bozukluğunun dışında çünkü başka bir kurumda da özel eğitim desteği alıyorlar. Dudak-damak yarıklığı ünitesi, dudak damak yarıklığı yaşayan çocukların dil ve konuşma terapisi hizmetlerini verdiğimiz bir ünite var. Burada da Osmangazi Üniversitesi'yle dirsek temasında bulunuyoruz. Konuşma sesi bozukluğu en yaygın grubumuz diyebilirim. Konuşma sesi bozukluğu ünitesinde bazı sesleri üretemeyen bu seslerin yerine farklı sesler üreten çocuklara terapi yaparak konuşmalarını iyileştirmek için dil ve konuşma terapisti meslektaşlarımız çalışıyorlar. Akıcılık bozuklukları, en bilinen tabiriyle kekemelik aslında bu grup içerisinde yer alıyor. Bu grup içinde yine hızlı bozuk konuşma da yer alıyor. Çocukluk döneminden erken dönem kekemelikten çocukluk, ergenlik, yetişkinliğe kadar geniş bir yaş ranjında yine burada da terapi sunuyoruz. Motor konuşma bozukluklarımız var. En fazla apraksi ve dizafri olarak karşımıza çıkıyor. Parkinson, serebral palsi, nörojenik yetersizlikler ve rahatsızlıklara eşlik eden bozukluklar olarak çoğunlukla karşımıza çıkıyor ve bunların da yine terapisini, rehabilitasyonunu merkezimizde sürdürüyoruz. Yutma bozukluğu aynı şekilde gırtlak ameliyatları sonrası, parkinson, serebral palsi gibi durumlarda yutma bozukluğu da eşlik edebiliyor. Buna yönelik olarak da yine terapilerimiz var. Ses bozukluğu terapilerimiz var bir gırtlak kanseri ameliyatından sonra ya da herhangi bir operasyondan sonra gerçekleşen ses bozukluklarının yanı sıra sesi yanlış kullanıma bağlı olarak yani çok yüksek sesle konuşmak, bağırarak konuşmak gibi durumlardan kaynaklanabiliyor. Ya da kötü alışkanlıklar, sigarayla beraber çay kahve ya da asitli içecekler tüketmek bunu karşımıza çıkarabiliyor ya da kronik rahatsızlıklara eşlik edebiliyor mesela mide problemi. Bu reflünün solunum rahatsızlıklarının yaşanması yine ses bozuklukları tablosunu karşımıza çıkartabiliyor. Yine burada da geniş bir yaş ranjında terapi sunuyoruz. İşitme rehabilitasyonumuz, işitme yetersiz olan çocuklar, koklear implant sonrası yine dil müdahalesi sunduğumuz vakalar olarak hizmet sunduğumuz popülasyon arasında. Total olarak baktığımız zaman 11 ayrı birimimiz var. Toplamda ayda 460 vaka buraya sürekli geliyor. Bunların 40 tanesi az önce sözünü ettiğim küçük gecikmiş dil konuşma grubu. Bunlar 5-6 kişilik grup eğitimleri ile terapi alıyorlar. Diğerleri birebir terapi şeklinde. Toplamda 460 vakamız var ve en büyük hizmet sunduğumuz kitle konuşma sesi bozukluğu. Hemen ardından da ikincil dil kekemelik gelişimsel dil bozuklukları takip ediyor burada. Bu bizim aslında değerlendirme, tanı terapi ve danışmanlık ayağımızın temel hedeflerinden önemli bir kısmını oluşturuyor. Bunun yanı sıra tabii ki araştırma ve projelerle de evrensel bilgi birikimine katkı sağlamaya çalışıyoruz. Halihazırda merkezimizde yürütülmekte olan birçok bilimsel araştırma, TÜBİTAK projeleriyle hem alandaki uzmanlarımızın uygulama platformunu hem de evrensel dil bilimsel birikime katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Eğitim ayağında da kendi lisans ve lisans üstü öğrencilerimize uygulama platformu sunuyoruz. Üçüncü sınıf öğrencilerimiz gözlem yapıyorlar. Dördüncü sınıf öğrencilerimizse süpervizör hocalar eşliğinde birebir staj yapma imkânı sunuyorlar.  Süpervizör hocalarımız da onlara rehberlik yaparak her hafta vakalar üzerinden dönüt vererek onların gelişimlerini takip ediyorlar. Burada tabii toplum yararına yönelik etkinliklerde bizim önemli amaçlarımız arasında.

E K0 2461-1

WEB SİTESİNDEN RANDEVU KOLAYLIĞI

DİLKOM’da ileriye dönük merkez hedefleriniz nelerdir?

Merkezimizi daha ileriyi taşımak istiyoruz. Öncelikli hedefimiz bu ama maddeleştirmek istersek herhalde en önemli ayağından bir tanesi insan kaynaklarının niteliğini arttırmak. İnsan kaynakları niteliğini arttırmakla kastettiğim dil konuşma terapisti mezunlarımız sağlık personeli olarak geçiyor. Dolayısıyla atandıkları zaman hastanelere atanıyorlar ya da özel kliniklerini açabiliyorlar, rehabilitasyon merkezlerinde çalışabiliyorlar. Bizim amacımız tabii onların en güncel bilgilerle donanması. Halihazırda burada uygulama yaparken süpervizör hocalarının rehberliğinde uygulama yapıyorlar ama farklı konu ve konuklarla sürekli misafirlerimizle seminerlerle, çalıştaylarla öğrencilerimizin bilgilerini güncel tutmaya çalışıyoruz. Buradaki aday öğrencilerimize ve halihazırda merkez bünyemizde çalışan personelimize farklı konu ve konuklarla seminerler, çalıştaylar sunarak hem bilgilerini diri tutmaya çalışıyoruz hem de kanıt temelli uygulamalar, güncel uygulamalarla da alandan kopmadan sürekli yeniliklerle onları diri tutmaya çalışıyoruz. DİLKOM’da ki teknolojik donanım ve teçhizat aslında zengin diyebilirim. Fakat tabii ki belli bir eskime de devreye giriyor. Bunların güncellenmesi lazım ama sağlık teknolojisi donanımı pahalı bir donanım. Bu bağlamda Anadolu Üniversitesi’nin altyapı projesiyle üniversitemizin katkılarıyla teçhizatımızı, teknolojik donanımımızı da güncelliyoruz. Umarım bunu bir yıl içerisinde tamamlayacağız. Ve diğer bir hedefimiz de sunulan hizmetin kalitesi ki insan niteliğinin arttırılmasıyla teknolojik donanım ve teçhizatın güncellenmesi zaten aslında sunulan hizmetin niteliğine de katkı sağlıyor. Sonuçta buraya başvuran her vaka ister bebek olsun ister yetişkin olsun belli bir hizmet alıyor ve bu hizmetin güncel olması, bilimsel dayanaklı olması, dünyanın herhangi bir yerinde sunulan hizmetten farklı olmaması bizim temel hedefimiz. Bu bağlamda işte hem sunulan insan kaynağının niteliğini arttırmak hem de teknolojik donanımı güncel tutmak önemli. Bu bağlamda tabii ki terapinin erişilebilirliği de önemli yani şu anda DİLKOM’u telefonla arayarak randevu alıyorsunuz ya da web sayfasından telefon numaramızı yine alıp arayabiliyorsunuz. Ama şimdi yeni bir uygulama başlatıyoruz umarım birkaç ay içinde hayata geçecek. Bir otomasyon sistemi kuruyoruz. Bu otomasyon sistemiyle bu telefonla alınan randevuları ve dosyalama sistemiyle yürüttüğümüz terapi ve arşiv hizmetlerini aslında dijital ortama taşımış olacağız. Bu da neden önemli? Bir web ortamında aileler telefonla değil bilgisayar aracılığıyla da randevu alabilecek. Hangi uzmana gitmek istiyor? En yakın randevu tarihi ne zaman? Ya da ben hangi bozukluklardan ilgili birimden randevu almalıyım? Bunu mu almalıyım? O bilgilendirmeleri okuyarak yönlendireceğimiz o oklarla, çerçevelerle kendi randevusunu alabilecek, müdahaleye başladığımız zaman da dosyanın bütün gerekleri terapist tarafından sisteme yüklenecek. Böylece verilerin dijital ortamda saklanması söz konusu olacak. Bu da geriye dönük araştırmalarda bizim işimiz de çok kolaylaştırıyor. Şu anda arşiv birçok kamu kuruluşunda önemli bir başlık. Neden? Çünkü biz sağlık kurumuyuz. Dolayısıyla bizim açtığımız bir dosyayı 101 yıl saklamamız gerekiyor. Bizim bu otomasyon sistemiyle dosyaları dijital ortama taşımamız sayesinde hem sıfır atık kapsamında kâğıt atığını azaltmış olacağız. Hem de bunun depolama sorunu bundan sonrası için dijital ortamda depolanacağı için bu dosyaları nerede saklamalıyız, bu kadar uzun süre nerede tutabiliriz gibi bir soruna çözüm bulmuş olacağız.

3C683Fb9 Fcb8 43Fd Bc4F 5100322930B8-1

VAKİT KAYBETMEYİN

Son olarak ailesinde dil ve konuşma bozukluğu olan kişilere ne gibi tavsiyelerde bulunmak istersiniz?

Vakit kaybetmeden mutlaka bir dil konuşma bozuklukları uzmanıyla iletişime geçmelerini öneririm. Burada dikkat etmeleri gereken şey mutlaka bir dil konuşma bozuklukları uzmanıyla çalışmaları ve olabildiğince erken olması. Çünkü her şeyde olduğu gibi terapi ve müdahalede de erkenlik ilkesi esas. Ne kadar erken başlarsak o kadar erken yol alırız. Ve sorun daha küçükken daha kısa sürede çözülebilir. İletişim öyle bir sorun ki süreye uzadığınız zaman bu sosyal, davranışsal birtakım çıktılar da doğurabiliyor ifade edememek, davranış problemlerine de yol açabiliyor. Akran ilişkilerini olumsuz yönde etkileyebiliyor. Okula devam ediyorsa, akademik performansını olumsuz yönde etkileyebiliyor. Dolayısıyla sorun dallanıp budaklanmadan başındayken başvurulursa çok daha kısa sürede çözümlenebilir.

0D2C3Eb2 3526 431F B299 3Fca74Ed9074-1

Kaynak: 2Eylül Haber