Önce bir grup için kafe açtık

Bir grup gazeteci ile sohbet eden Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç 2Eylül Haber’den Tuğba Aktay’ın özel çocuklar ile ilgili sorusunu cevaplandırdı. Ataç, “Belediye başkanı olmanızdan bu yana sürekli özel çocuklar ile ilgili çalışmalar yapıyorsunuz, kamuoyunda bununla ilgili dikkat çekiyorsunuz. Özel çocuklarla ilgili yaptığınız çalışmalarda bugün gelinen noktayı ve önümüzdeki süreçte yapacaklarınızı anlatır mısınız?” sorusunu cevaplandırdı. Özel Çocuklar diye isimlendirilen down sendromlu çocuklar ile ilgili bilgiler de aktaran Başkan Ataç, “Tabi özel çocuklarımız da var normal çocuklarımız da var. 2009’da ikinci defa seçildiğimde iki tane slogan vardı kafamda. Birincisi okul da bizim cami de bizim. İkincisi de engellilerle ilgili hobi çalışması değil istihdam çalışmaları yapacağız diye iki cümle kullanmıştım. Birincisi 2010-2011 yıllarında down sendromlu çocuklarımız için bir kafe açalım düşüncemiz oldu. Onun hazırlıklarını yaparken büyük, kullanılacak bir yer olsun biraz bahçesi olsun yani genelde rahat alanı olsun diye düşündük. Sonra İş Bankası Kültür Yayınları yer arıyordu. Eskişehir’de kiraların pahalılığından o zaman vazgeçip geri gitmişler. Kız kardeşim İş Bankası Kültür Yayınları’nda. Geri dönmüş üzülmüşler. Eskişehir’de yer açamadık diye. Durum böyle olunca o dükkânın 40 metre karesini onlara verdik. Çünkü ikili bir iletişim olacaktı. Kafeye gelenler İş Bankası Kültür Yayınları’ndan yararlanacak. Yayını almaya gelen down sendromlu çocukların kafesini görecek. Gerçekten de o şey çok tuttu” diye konuştu.

İŞKUR önce takip, sonra takdir etti

“Çocuklarımızı, gençlerimizi özellikle kadınlar çok sevdiler. Toplantılarını orada yapıyorlar, onlarla vakit geçiriyorlar. Şöyle bir şey de yaşadık, bizim çocuklarımız orada çalışıyorlar bazıları istismar olarak düşünüp İŞKUR İl Müdürlüğü’ne şikâyet etmişler” diyen Başkan Ataç şöyle devam etti, “Oradaki müfettişler bizi aylarca takip etmişlerdi. Ondan sonra bakmışlar ki aslında öyle değil. Hatta tam tersi sonra bize söylediler biz barıştık onlarla. Genel Müdür bizi Ankara’ya davet etti. Gittim ağırladı, bizi kutladı. Onların yarışmalı projeleri varmış biz o zaman 3 tane proje verdik. O da şöyle bir şey aşçı yardımcılığı, garsonluk, komi olabilecekleri 6 aylık eğitimler var. Bizim üç projemiz de kazandı. İlk defa eğitim çalışmaları oluyor orada. Sertifika alanlar maaşlı bir eleman haline geliyorlar ve tercih de ediliyorlar. 22-23 tane çocuğumuz KPSS’yi kazandı. Bu bizi de mutlu etti. Neticede hakikaten dolu dolu başarılı geçti. Hala da öyle devam ediyor.”

Frankfurt ile işbirliği yaptık

İstanbul’da bu tip engellilere yönelik projeleri takip eden bir gurubun olduğunu da söyleyen Başkan Ataç, benzer bir projenin II. Dünya Savaşı’dan sonra savaşta engelli hale gelen vatandaşları için Almanya’nın da benzeri bir çalışması olduğunu öğrendiklerinin de altını çizdi. Ataç, “Şimdi bu şekilde yüz binlere filan bakıyorlar. Oradan ikinci derecedeki bir yönetici çıkıp geldi. O zaman ben bu alzheimer merkezinin olduğu 'Yaşam Köyü' inşaatları sürüyor. 'Ağız Diş Sağlığı Merkezi'nin hazırlıkları var. Down Sendromlu'ların kafesi var bu şekilde. Onlarla görüştük, onların tavsiyeleri oldu. İnşaat yapılırken, inşaatları gezdik. Dedik ki, en ufak bir şey olmayacak. Bütün kapılar dışa açılacak. Banyoda küvet kalmayacak. Dümdüz alanlar olacak falan filan. Orada iki katlıydı binalar, dubleksti orası muhakkak asansörlü olacak. O tip öyle çok fazla önemsemediğimiz şeyler duyduk tabii aklımıza gelmediği için. Onları falan yaptık sonra beni Almanya'ya çağırdılar. Frankfurt'taydı merkezleri. Frankfurt'ta altıma araba verdiler. 4 gün gece gündüz engelli merkezlerini gezdim, bitiremedim. Orada inanın çok şey öğrendim. O seyahatin Bugün yaptığım projelerin başarılı olmasının önemi çok fazla” dedi.

Yaşam Köyü’nde atölye kurduk

Montaj Atölyesi’ni de orada gördüğünü söyleyen Başkan Ataç, öncelikle Yaşam Köyü’nde bir yer ayırdıklarını daha sonra Organize Sanayi Bölgesi’nde sanayicileri ziyaret ettiğini de anlattığı açıklamasında ilk aşamada sanayicilerin bu atölye parça başı iş verdiklerini daha sonra bu işi geliştirdiklerini de söyledi. OSB Yönetim Kurulu Başkanı Nadir Küpeli’nin de bu atölyenin gelişmesi için her türlü desteği verdiğini de hatırlatan Başkan Ataç, “Önce orada bunların testleri yapılıyordu, montaj yapabilir mi yapamaz mı ona göre bir seleksiyon yapılıyordu. Oradan yapılanları sisteme alıyorduk. Genelde 30 gencimizle başladık. Bugün 20 yaşın üzerindeki engellilerin gidecek hiçbir yerleri yok. Annesi babası varsa evde oturuyorlar. 6 ay, 7 ay, 10 ay evden çıkmadan oturuyorlar. İşte yiyorlar, içiyorlar varsa ama nasılsa gençler var 30 yaş civarında. Böyle elleri kasılmış, kollarını kullanamıyor, yürüyemiyor. Bu çocuklar, bu gençler şimdi montaj yapıyorlar” şeklinde konuştu.

TUĞBA AKTAY

Küpeli’den büyük destek aldık

OSB Başkanı Küpeli’ye, “Bizim böyle böyle bir projemiz var. Bu Organize Sanayi Bölgesi'ne çok yakışır. Bunu burada yapalım” teklifinde bulunduğunu Küpeli’nin de bunu kabul ettiğini de söyleyen Ataç şöyle konuştu, “O da hemen abi ne lazım dedi. Bize bina lazım. Tasarımları verdik hazır etti. En iyi 30 tane çocuğumuzu oraya verdik eğiticileriyle beraber. Covid'te Şubat'ta başlanmıştı sonra devam ettiler. İki merkezin yaptığı adet 17-18 milyon civarında. Burada tabi çocuklar yaptığı aletler üzerinden paralar da alıyorlar. Tabi anne baba o kadar rahat ki kendi işlerini yapıyorlar. Çocuklar gayet güzel geçiniyorlar. O açıdan çok yönlü bir proje o. Bizim organizede 10 tane bir fabrikada 3 tane 5 tane farklı farklı fabrikalarda çalışıyorlar ve gitgide de artıyor. Amaç ne kadar çok çocuğumuzu çalıştırırsak o kadar. Bu işin özelliği ve mantığı da o. Mesela fabrikalarda engelli işçi çalıştırma zorunluluğu var. Çoğu diyor ki ben sana maaşını vereyim sen buraya gelme o yüzden çok mutlu olduğumuz bir proje.”


Kaynak: Tuğba Aktay