Türkiye’de kumpaslarla askerin, gazetecilerin, düşün adamlarının, siyasi parti liderlerinin Silivri’ye tıkıldığı dönemlerde, Eskişehir Barosu başkan Rıza Öztekin önderliğinde direniyor. Bazı kişilerin bağırsaklar temizleniyor şeklindeki yorumlarına rağmen, o güne kadar görülmemiş bir şekilde Eskişehir Baro Başkanı Rıza Öztekin her gün basın toplantısı düzenleyerek, ülkedeki kumpaslara dikkat çekiyordu.

SERAMİKTEN KAPLUMBAĞA
Herkesin gölgesinden korktuğu o günlerde Anadolu Üniversitesi’nin bir seramik sanatçısı hocası o bilinen örgütün kumpasları sonucu Silivri’de yatan gazetecilere seramikten uzun ömürlüğü ve yaşamı simgeleyen kaplumbağa yapıyordu. Onlara moral olsun düşüncesiyle, bizim aracılığımız ile onlara ulaştırıyordu. O dönemdeki ADD Başkanı Azmi Kerman öncülüğünde Silivri’ye mahkemeye Eskişehir’den otobüsler kalkıyordu. Bir mahkemeye Eskişehir’den abartmıyorum, 270 otobüsün dolu dolu gittiğini biliyorum. Belki de otobüs sayısı 300 olacaktı. Eskişehir’de otobüs kalmamıştı. Yurtseverlerin tutulduğu Silivri duvarları böyle aşıldı.

Kumpaslar ortaya çıkınca, Eskişehir Barosu ve başkanı Rıza Öztekin öyle gündeme çıktı. Eskişehir Barosu yeni hizmet binası kazandı. O dönemde Baro, ADD değer gördü. Sonra, yıllar geçti. O yıllarda kumpaslara karşı mücadele edenler, zaman içinde başında oldukları sivil toplum kuruluşlarını bıraktılar. Bu kişilerden sonra o kurumların başına geçenler o makamları doldurdular mı? Bundan gerçekten şüpheliyim. Bazı dernekler, emekli öğretmenler kulübü haline geldi. Saz, caz ekipleri kurdular. Bu kişiler tarihe karşı sorumluklarını unuttular. Bir gün tarih hatırlatır diye düşünüyorum. Görevi bırakan başkanlar dönemindeki düzeyler yakalayamadı.

O RUH ÖNEM TAŞIYOR
Bugünkü yazımız Baro olduğuna göre, buradan devam ediyoruz. O temeller de, baro yönetimi Öztekin’in başkanlığı bırakması sonucu yeniden şekillendi. Herkes onun izdüşümünün devam edeceğini düşündü. Ondan sonra gelen yönetim kongrelerde ilaveler ile 6 yılı tamamladı. 6 yılı tamamlayan yönetim, yeni bir başkan adayı ile sürece devam etmek istedi. Ancak, köprülerin altından çok sular akmıştı. Bu kez değişimin ruhu ortaya çıkmıştı.

DEĞİŞİMİN RUHU
6 yıldır görevde olan baro yönetimi, hazırladığı yeni bir ekip ile yola devam etme kararı aldı. Benim avukatım, dostumda bu ekip ile beraberdi. Ona baro seçiminde ne olacağını sordum. Arkadaşım ile seçim tahmini yapmaya bayılır. Benim tam tersi de tahminlerde bulunur. Yine tutmayacak tahminini yaparak,” Ne olacak. Bizim ekip kazanır. Tersini düşünmüyorum” dedi.

Seçimden bir hafta önce Kasaba da, yeni Baro Başkanı doktor avukat Barış Günaydın ve ekibinden iki kişi ile karşılaştım. Günaydın, değişim anlayışına güvendiğini belirterek,” Eskişehir’de avukatlar artık değişim istiyor. Bizde bunu vaat ettik. Değişim kazanacak. Buna inanıyoruz” dedi.

Önceki Baro Başkanlarından Rıza Öztekin’in, dediği bir söz aklımda kalmıştı. O söz şuydu,” Baroyu 500 avukat sayısı ile aldım. Ben bıraktığımda avukat sayısı Bin 500 olmuştu”. Evet, birkaç yıl içinde Eskişehir’deki avukat sayısı birkaç katına çıkmıştı. Şu anda da Eskişehir’de 2000 avukat olduğunu düşünüyorum. Her hafta bu sayı 15 kişi artıyor. Hukuk Fakültelerinin sayısının hızla artması, avukatlık mesleğini de olumsuz etkiliyor. İşsizliğin artmasına neden oluyor. Bu konu bence önemli bir sorun teşkil ediyor. Eskişehir’de hukuk fakültesi birkaç yıl içinde ikiye çıktı.

SONUÇ:
Sonuçta ‘Değişim’ söylemi doktor, avukat Barış Günaydın ile hayat buldu. Beklenen olmadı. Baroda devam eden zincir bir yerde kırdı. Avukatlara iyilikler getirsin. Hukukumuz üstün oldu. Buna hepimizin ihtiyacı var. Yeni yönetime başarılar diliyoruz.