Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, resmi temaslarda bulunmak üzere geldiği Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de Uluslararası Çalışan Değirmenciler Birliği (IAOM) EURASIA Konferansı ve Fuarı’na katıldı. Etkinliğe Yumaklı’nın yanı sıra, Azerbaycan Tarım Bakanı Mecnun Memmedov, Azerbaycan Devlet Rezerv Ajansı Başkanı Sabuhi Sadıgov, Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürü Ahmet Güldal, Azerbaycan Tahıl Üreticileri ve Tedarikçileri Birliği Başkanı Niyazi Emirbeyov, IAOM Eurasia Yöneticisi Dr. Eren Günhan Ulusoy, Türkiye ve Azerbaycan’dan STK ve sektör temsilcileri katıldı.
“Küresel ısınma ve iklim değişikliği etkilerinin su ve tarım üzerinde en çok hissedildiği bir süreçteyiz”
Etkinliğin açılış töreninde konuşan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı dünyanın, farklı bir yöne doğru evirildiği bir dönemde geçildiğini belirterek, “Küresel ekonomik belirsizlikler, jeopolitik gerginliklerin yanı sıra devrim niteliğindeki teknolojik dönüşüm rüzgarlarının estiği, yaşandığı bir ortamdayız. Özellikle, küresel iklim değişikliği ve ısınmanın etkilerinin su ve tarım üzerinde en çok hissedildiği bir süreçteyiz. Bu süreç içerisinde de değirmencilik ürünleri başta olmak üzere gıda arz güvenliği, tüm ülkeler için stratejik bir alan olarak yer alıyor. Gerek pandemi dönemi gerekse de yaşanmakta olan Rusya- Ukrayna Savaşı, hepimize değirmencilik sektörünün gıda güvencesi açısından kritik önemini bir kez daha hatırlatmış durumda” dedi.
“Değirmencilik ürünlerinin ticaret hacmi son 5 yıl içerisinde yaklaşık yüzde 40 arttı”
Gıda ve suya olan ihtiyacın her geçen gün daha da arttığını belirten Yumaklı, “FAO verilerine göre, nüfus artışına bağlı olarak 2050 yılında, bugünden yüzde 55 daha fazla suya yüzde 70 daha fazla gıdaya ihtiyacımız olacağı öngörülüyor. Bu gerçek, gıda ve tarım politikalarımızı hazırlarken bizim için en önemli gerekçe olarak duruyor. Dünyada yaşanan bu süreçler, gıdayı işleyerek yarı mamul ve mamule dönüştüren değirmencilik sektörünün de önemini tüm dünyada çapında artmaktadır. Un ve yem gibi sektörlerin ana üretim kalemlerine olan ihtiyacı da artacağı için özellikle de 2024’ün ikinci yarısından itibaren sektörde çok ciddi bir talep artışı bekliyoruz. Dünya genelinde değirmencilik ürünlerinin ticaret hacmine bakacak olursak son 5 yıl içerisinde yaklaşık yüzde 40 olduğunu görebiliriz. 2023 yılında ticaret hacmi de 60 milyar dolar seviyelerine ulaşmış durumdadır” diye konuştu.
“Sektörün 2024’ün sonunda tarihi bir rekor kıracağına yürekten düşünüyoruz”
Gıda sanayinin gelişmesini belirleyen en önemli etkenlerden birisinin tarımda yeterli miktarda ve uygun kalitede hammaddeyi sürekli olarak sağlayabilmek olduğunu belirten Yumaklı, “Türk değirmen sektörüne bu açıdan bakacak olursak dünya ihracatında lider pozisyonda olup bu konumunu da uzun yıllardır devam ettirecektir. Hali hazırda Türkiye’de yaklaşık 600 adet un fabrikası bulunmaktadır. Değirmencilik ülkemizde oldukça eskiye dayanan genellikle aile içinde devam ettirilen bir meslek grubu. Bugün buradaki değirmenci kardeşlerimizin pek çoğunun 3’üncü veya 4’üncü kuşak olması bize bu anlamda umut vermektedir. Hafızanın ve tecrübenin aktarımının öneminin açısından. 2022 yılını 2 milyar dolar civarında ihracat ile tamamlayan Türk değirmen sektörü, 2023 yılında da dünyadaki ekonomik şartlar ve diğer sorunlara rağmen, 1,9 milyar doların üzerinde bir rakamla yılı kapattı. Sektörün 2024’ün sonunda tarihi bir rekor kıracağına yürekten düşünüyoruz” dedi.
“Her 4 un paketinden bir tanesi Türkiye’deki üreticilerin emeğine sahip”
Türkiye'nin yıllık un üretim kapasitesi yaklaşık 32 milyon ton civarında olduğunu ifade eden Yumaklı, “Ancak kapasite kullanım oranı çok düşük. Yüzde 45-50’le civarında. Sanırım genel olarak da böyle bir sorun var. Bunu aşmak gerekir. Çünkü sektörün altyapı sağlamlığı bütün imkanların en üst düzeyde kullanımıyla mümkün. 2023 yılında yurtiçi kullanım ve ihracat amacıyla 15 milyon ton civarı un üretimi söz konusu oldu. İhracatın büyük bir kısmı Orta Doğu, Afrika ve Asya ülkelerine gerçekleşti. Şu anda Türkiye un ihracatında dünyada 1. sırada, makarna ihracatında ise 2. sıradaki konumuna devam ediyor. 2023 yılı itibarıyla Türkiye’nin dünyanın pazarındaki payının yaklaşık yüzde 23 olduğunu söylemek istiyorum. Buda her 4 un paketinden bir tanesi Türkiye’deki üreticilerin emeğine sahip” diye konuştu.
“Anadolu coğrafyası, bu kritik önemdeki endüstriye her anlamda öncülük etmekten gurur duyuyor”
Dünyadaki en büyük kapasiteli un, yem, nişasta, kahve fabrikaları, Türk değirmen makinecileri tarafından kurulmakta olduğunu vurgulayan Yumaklı, “Çoğunuzun malumudur, Şanlıurfa'daki Göbeklitepe, dünyada ilk buğdayın ve ilk unun üretildiği yerin Anadolu olması açısından önemli veriler sunuyor bize. Bu en eski sanayi kolu olan değirmenciliğin ortaya çıktığı Anadolu coğrafyası, bu kritik önemdeki endüstriye her anlamda öncülük etmekten gurur duyuyor. Dünyada tahıl değirmenciliği alanında faaliyet gösteren en büyük meslek kuruluşu olan Uluslararası Değirmenciler Birliğinin düzenlediği bu konferans, Türkiye ve dünya un sektörü için çok çok önemli bir platformdur. Sektörün sorunlarının ve gelişme fırsatlarının dile getirileceği bu değerli organizasyon vesilesi ile emeği geçen herkese gönülden teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
“Değirmencilerin rolü oldukça kritik olacak ve bize büyük bir sorumluluk düşecek”
Dünyanın gıda güvenliğinin sürdürülebilirliği için çok kritik bir bölgede görev yaptıklarını belirten IAOM Avrasya Başkanı Eren Günhan Ulusoy,“ IAOM liderliğinde yapılan bu çalışmaların sektörümüz geleceği için ne önemde olduğunun farkındayız. Dünya nüfusunun yüzde 86'sı gelişmekte olan ülkelerde ve bu ülkelerdeki tüketimin temelinin yüzde 50'sinden fazlasında kalori ve proteinde buğday var. Bu da gösteriyor ki tahıllar, özellikle unlu mamuller dünya genelinde insan beslenmesinde hala en temel protein ve enerji kaynağı. İnsanoğlu var oldukça gıdanın sürdürülebilirliği için de tarladan sofraya giden o yolculukta değirmencilerin rolü oldukça kritik olacak ve bize büyük bir sorumluluk düşecek” dedi.
Konferansın düzenlendiği Azerbaycan’ın stratejik önemine dikkat çeken Ulusoy, “Azerbaycan hem stratejik konumuyla hem de Türkiye ile olan güçlü kardeşlik bağıyla tarım sektörü için büyük bir önem taşımaktadır. Orta Asya’nın geçiş noktası olarak, Azerbaycan; Karadeniz ve Hazar Denizi arasında kritik bir ticaret köprüsü oluşturarak, Asya ile Avrupa’yı birbirine bağlamaktadır. Bu durum, tahıl ve tarım ürünlerinin uluslararası piyasalara etkin bir şekilde ulaştırılmasını sağlarken, bölgenin gıda güvenliğine büyük katkı sunmaktadır” diye konuştu.
Bakan Yumaklı, açılış töreninin ardından fuar alanını ziyaret ederek firmaların çalışmaları hakkında bilgi aldı.
25 Eylül’e kadar devam edecek olan etkinlik kapsamında Avrasya Bölgesi’ndeki Tahıl Piyasalarının Makroekonomik Etkisi: 2024/2025 Sezonunun Zorlukları, Değişen İklimde Sürdürülebilir Gıda Güvenliği, İnovasyon ve Dijital Dönüşümü Yönlendirmek: Geleceği Şekillendirme, Değirmenciliğin Sürdürülebilirlik Süreci ve Bölgesel Yıldızın Kapasitesini ve Fırsatlarını Güçlendirmeye Yönelik Ağ Oluşturma ve Kahve Arası-Sergi Alanı: Azerbaycan Cumhuriyeti başlıklı paneller düzenlenecek.