Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, ABD'nin New York kentinde yapılan Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi toplantısında Gazze'de yaşanan insani krize dair açıklamalarda bulundu. Yaklaşık 2 ay önce gerçekleştirilen toplantıda İsrail'in saldırılarının bölgesel barış ve güvenliği riske atacağı konusunda uyarıda bulunduklarını hatırlatan Fidan, “Çatışmalar 109'ncu gününe girerken, uluslararası toplum Gazze ve Batı Şeria'da akan kanı durdurmaktan aciz” dedi. “Gazze bir açık hava hapishanesi idi. Şimdi de İsrail başbakanının kendi siyasi ömrünü uzatmak amacıyla askeri operasyonlar düzenleyerek sivilleri katlettiği bir savaş alanına döndü” diyen Fidan, devam eden savaşın İsrail’in güvenliğini sağlama amacını taşıdığı ve İsrail’in meşru müdafaa hakkı olduğu yönündeki iddiaların inandırıcı olmadığına dikkat çekti. “Üstelik bu iddiaları ortaya atanlar Filistin’in güvenliği ve meşru müdafaa hakkından hiç bahsetmiyorlar” ifadelerini kullanan Fidan, “Gazze ve Batı Şeria'daki tablo güvenliğe ve meşru müdafaa hakkına en çok kimin ihtiyacı olduğunu ortaya koyuyor” şeklinde konuştu.

“İsrail savaş suçu işliyor”

İsrail’in çok ciddi savaş suçları işlediğini belirten Fidan “Uluslararası hukuka ve kurallara dayalı düzene olan inancın yeniden tesis edilmesini istiyorsak, sorumlular hesap vermeli” dedi. İsrail’in Gazze’de işlediği savaş suçlarının soykırım seviyesine ulaştığı yönündeki haberlerden endişe duyduklarının altını çizen Fidan, “İsrail’in 1948 soykırım sözleşmesindeki yükümlülüklerini ihlal ettiğine dair Uluslararası Adalet Divanı’na yapılan başvuruyu memnuniyetle karşılıyoruz” ifadelerini kullandı.

Çatışmanın yayılma riskine dikkat çekti

Fidan, çatışmanın coğrafi olarak tırmanmasının önlenmesinin de önemli olduğuna dikkat çekti. Türkiye’nin çatışmanın yayılma riski konusunda defalarca uyarıda bulunduğunu hatırlatan Fidan, “Dün risk dediğimiz bugün artık gerçek oldu” dedi. Kızıldeniz, Yemen, Lübnan, Irak, Suriye, İran ve Pakistan’daki son gelişmeleri “son derece endişe verici” olarak niteleyen Fidan, “Bu tırmanışın hiç kimsenin kaçamayacağı stratejik bir girdaba dönüşme riski bulunmakta” uyarısında bulundu.

“Hala imkanımız varken, İsrail ve destekçilerini diplomatik çözüm aramaya çağırıyorum” diyen Fidan, “Gazze ve ötesinde devam eden savaş ne barış ne de teslimiyet getirebilir. Bu savaşı durdurma konusunda tarihi bir sorumluluğumuz var” diye konuştu. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin birçok kez olduğu gibi uluslararası barış ve güvenliği korumakta bu sefer de başarısız olduğunu kaydeden Fidan, “Derhal ve kalıcı ateşkes, iki tarafın da tüm esirleri derhal serbest bırakması ve Gazze'ye sürekli insani yardımın sağlanması barışa giden yolda olmazsa olmaz şartlardır. Bunun için İsrail'in barış ve güvenliğin tüm gereklerini yerine getirmesi gerekiyor” dedi.

‘Garantörlük mekanizması’ çağrısını yineledi

Fidan, geçici çözümlerin işe yaramayacağını artık herkesin bildiğini belirterek, “Savaş sonrası senaryolar Gazze'yi kimin yöneteceği üzerine kurulmamalı. Gazze'nin geleceği sadece ve sadece Filistinlilerin elindedir” ifadelerini kullandı. Savaş sonrasına ilişkin cevap bulunması gereken tek sorunun “1967 sınırları temelinde, iki devletli çözüm üzerinde adil ve kalıcı bir barışın nasıl güvence altına alınabileceği” olduğunu ifade eden Fidan, “Bu konudaki çabalarımızın odak noktası başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin kurulması olmalıdır. Bu amaçla İsrailliler ile Filistinliler arasında barışı sağlayacak ve denetleyecek bir garantörlük mekanizmasının kurulması yönündeki çağrımızı yinelemek istiyoruz” şeklinde konuştu.

“Bir an önce harekete geçmeliyiz”

Fidan, uluslararası toplumun üyelerinin birçoğunun ateşkes, insani yardım ve iki devletli çözümün gerekliliği konusunda hemfikir olduğuna dikkat çekti. “Ancak İsrail’in bunu hayata geçirmesini sağlayacak etkin bir mekanizma yok” diyen Fidan, “Gazze’deki mevcut durumun devam etmesi uluslararası sistemin temel ilkelerini ve ahlaki değerlerini daha da sarsacaktır” uyarısında bulundu. Fidan, “Bu nedenle, insanlığın geleceği için gerekli olan bu değerlerin erozyonunu durdurmak adına bir an önce harekete geçmeliyiz” dedi.

Kaynak: İHA