Türkiye’nin dört bir yanında, hukuk ve adalet için mücadele veren avukatlar için her yılın 5 Nisan günü, “Avukatlar Günü” olarak kutlanmaktadır. Avukatların daima “hak, hukuk ve adalet”in temsilcileri olduğunu hatırlayarak, bir hukuk devleti için vazgeçilemez olan bu onurlu mesleği; meslek etik ve kurallarına uygun bir şekilde ve sorumluluk bilinci ile icra etmeye devam etmeyi diliyorum. Tüm meslektaşlarımın avukatlar gününü sevgiyle kutlarım.
5 Nisan/Avukatlar Günü, 5 Nisan 1958 tarihinde tüm Baro Başkanları toplanarak Barolar Birliği’nin kuruluş çalışmalarını görüşmüşlerdir. Bu görüşmeler sonucunda, Türkiye’deki baroların bir üst kurulda toplanması ve her yıl 5 Nisan’ın Avukatlar Günü olarak kutlanması yönünde kararlar alınmıştır. Bu kararlara istinaden; Türkiye Barolar Birliği kurulmuş ve her yıl 5 Nisan Avukatlar Günü olarak kutlanmaktadır.
Avukatların önemi, hem kişiler hem devlet bakımından söz konusu olmaktadır. Bir devletin olmazsa olmazı yargı erkinin temel taşlarından biri olan avukatlar; aynı zamanda demokratik, laik, sosyal ve hukuk devletinin varlığı ve devamının güvencesidir. Ayrıca en temel insan haklarından “Adil Yargılanma Hakkı”nın korunması için bağımsız ve tarafsız hakimlere ihtiyacımız olduğu kadar, hukuki bilgi ve tecrübeleri ile haklarımızı koruyacak ve savunacak avukatlara da bireylerin olduğu kadar devletin de gereksinimi vardır.
Adalet, toplumun temel yapı taşlarından biridir. Toplumun huzur ve refahı için adalet sağlanmalıdır. Adalete ulaşmakta, haklarımızın anlatılması, korunması, savunulması ve haksızlıkların giderilmesi gibi konularda avukatlar oldukça önemlidir. Avukatlar mesleklerini icra ederken aynı zamanda adaletin tecelli etmesine vesile olurlar.
Hak, adaletin önkoşuludur. Adalet, hakların gerçekleşmesi sonucunda meydana gelir. Kişinin hukuken korunan ve kişiye bu korumadan yararlanma yetkisi veren bir menfaat olan haklar, her birey için hayati önem arz etmektedir.
Hukuk, toplumun genel menfaatini ve birey ile toplumun ortak iyiliğini sağlamak maksadıyla konulan ve kamu gücüyle desteklenen hak ve kanunların bütünüdür. Hukuk her şeyden önce, adalete yönelmiş toplumsal bir yaşam düzenidir. Bu çerçevede herkesin haklarının korunması, haksızlıkların giderilmesi ve adaletin sağlanması için varlığını sürdürmektedir.
Adalet, hak, hukuk hepimiz için vazgeçilmezdir. Nitekim avukatlar şüphesiz adalet, hak ve hukukun en önemli savunucularıdır. Öyle ki, avukatlar giydikleri cübbe ile üzerlerinde adaletin renklerini ve bu onurlu mesleğin sembollerini taşır. Avukatların tek tip cübbe giyme zorunluluğu, kanunlar önünde eşitliği temsil etmelerinden kaynaklanır. Avukatlık cübbesinin ana rengi siyahtır. Bunun sebebi adalete hizmet eden mesleğin ağırlığı ve adaletin renginin siyah oluşudur. Cübbenin yeşil kısmı hukuk davalarını, kırmızı kısmı ise ceza davalarını simgeler. Yakadaki sarı şeritler ise idari davaları temsil etmektedir. Yargının kimseden emir almayacağı, bağımsız ve tarafsız olması gerektiği için kimsenin önünde iliklenmesin diye cübbenin düğmeleri yoktur.
Her zaman hukukun üstünlüğünün gözetilmesi, hakların korunması ve adaletin haklının yanında olması dileklerimle…