Öncelikle Sanayi Çarşısı’nın son durumu nedir? Bize biraz bilgi verir misiniz?
Sanayi Çarşısı, Eskişehir ve Odunpazarı için kangren olmuş bir yer. Şu anda çözümsüz çünkü Afet Riskli Alanların dönüşümü ile ilgili kanuna göre bütün yetki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın. Bakanlık ya orada gerekli plan çalışmalarını yapacak ya da yaptıracak. Büyükşehir’e, belediyeye ya da herhangi bir kooperatife de yaptırabilir ama yaptırmıyor. Yaptırmamasının sebebi şu; Eskişehirli yerel politikacılar ilk hamlede bu işi engellediler, engellemeden sonra da çözümsüz bir noktaya geldi. Ben bizzat Bakanlarla görüştüm sonunda bana şunu dediler: ’Bizim yapabileceğimiz bir şey yok sarayda çözerseniz, çözersiniz.’ Bizde sarayda çözme şansı bulamadık ve 10 yıldır her yıl bir yazı yazıyorum bize olumlu bir yanıt gelmiyor. Daha yeni seçimden sonra yazmış olduğumuz yazıya şöyle bir yanıt geldi, ‘Binlik ve 5 binlik planları hazırlatın bize gönderin biz düşünelim’ dediler. Biz daha önceden bu planları hazırlamıştık ve o zamanın parasıyla Odunpazarı Belediyesi’nden 3 milyon para harcadık ama kabul etmediler. Hem para hem zaman hem emek boşa gitti. Şimdi aynı şeyle karşılaşmak istemiyoruz. Tablo budur, o nedenle sanayi çarşısı esnafları, mülk sahipleri ve Eskişehir’in büyük bir bölümü sanayinin değişmesi ve gelişmesini istediği halde küçük bir azınlık ve AK Partili partizanlar bu işi engellediler. Bu saatten sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı derse ki evet biz buranın projesini başlatıyoruz der ve başlatır yoksa biz Odunpazarı Belediyesi olarak bu işten artık usandık, bize yetki verirlerse yaparız vermezlerse de kimse kusura bakmasın.
Yarısı ruhsatlı yarısı ruhsatsız
Şu anda Afet Riskli Alan olduğu için biz oraya herhangi bir ruhsat veremeyiz. Çünkü bu Afet Riskli Alan tanımı her an orada bir felaket olacak anlamındadır. Ben o sorumluluğu alamam. Yetki, Çevre Şehircilik Bakanlığı’nda ise ruhsatı da onlar versin. Biz o vebali taşıyamayız. Odunpazarı Belediyesi’nin Sanayi Çarşı’sında hiçbir yetkisi yoktur. Bu nedenle hiçbir hemşerimiz bize bu konuyla gelmesin. Sanayi Çarşısı bir an önce boşaltılmalı orası başka türlü düzelmez.
Sizden sosyal belediyecilik ve halkçı belediyecilik söylemlerini sıklıkla duyardık şimdi de kamucu belediyecilik diyorsunuz. Nedir bu kamucu belediyecilik ve bu eksende neler yapıyorsunuz? Son zamanlarda sosyal yardımlar bir hayli önem kazandı siz vatandaşlara ne gibi destekler sağlıyorsunuz?
Sosyal belediyecilik, vatandaşların sosyal ihtiyaçlarını giderir bunlar, insan olarak ihtiyaç duyduğumuz şeylerdir. Örneğin, kültür-sanat, spor gibi alanlarda belediyelerin daha belirleyici ve etkili olmasıdır. Sosyal yardım bunların bir parçasıdır. Yoksul durumda olan insanlarımıza belediye imkânlarıyla, belediyeye yapılan bağışlarla ihtiyaç gidermeye çalışıyoruz. Biliyorsunuz bir halk marketimiz var Türkiye’nin örnek aldığı bir dayanışma mekanizması. Orası yaklaşık bin 200 aileye her türlü desteği veriyor. İkinci olarak yoksullara verdiğimiz kartı genişlettik emekli, dul ve yetimlere de vermeye başladık. Aşevimiz var, 2 bin civarında aileye parasız sıcak yemek veriyoruz. Çocuklara kırtasiye ve spor malzemesi alanında birçok desteğimiz oluyor. Bunlar işin sosyal belediyecilik tarafı. Halkçı belediyecilik tarafı ise şu, yoksul pozisyonda olanları öne çıkaran bir belediyecilik. Biz kenar mahallelerden hizmeti başlatarak merkeze gelen bir belediyeyiz. Biz bunu yaparken halkı ayırmıyoruz, çok zengin ya da çok yoksul olanlarda olabilir. Fakat kamucu belediyecilik anlayışımız şudur, en son dün açtığımız tekstil atölyesi bunun somut örneklerinden birisidir. Üretimi teşvik eden, ülke ekonomisine katkı sunan, Odunpazarı Belediyesi’ne katkı sunan bir anlayış. Eğer biz bu atölyeyi açmasaydık işçilerimiz için yazlık ve kışlık olmak üzere iki giysiyi piyasadan alacaktık piyasadan aldığımız zaman belediyemize maliyeti çok daha yüksek çünkü bu ihale sistemi bizim onayladığımız bir sistem değil.
253 milyon lira tasarruf yaptık
Kamuculuk, üretimdir. O üretimin topluma sunulması, yayılması, dağıtılması ve Türkiye’nin de ayağa kalkmasının bir parçası bence. Başarılı olduğumuzu düşünüyorum çünkü bizim harcamalarımız çok azaldı. Araç kiralamadığımız ve araçların tümünün mülkiyetini satın aldığımız için 2019-2024 arasında belediyemizin tasarrufu 253 milyon lira. Ne oldu o para? Kamuya harcandı. Bunun yanında pek çok konuda biz kendi işimizi kendimiz gördük hatta Bilecik, Seyitgazi, Mahmudiye, Çifteler ve Alpu Belediyelerinin giysilerini de biz ürettik ve onlarda tasarruf etmiş oldu. Biz burada kimsenin servetinin düşmanı değiliz ama belediye bu anlayışla yönetilirse düzelir. Tasarruf Genelgesi çıkmadan önce tasarrufu en iyi uygulayan belediyeydik. Bugün bu uygulamalar sonucu Odunpazarı Belediyesi’nin mali disiplini sağlanmıştır. Bu bizim kamucu belediyecilik anlayışımızdan kaynaklanıyor.
Karapınar’da kentsel dönüşüm başlatıldı. Örnek konut projeniz ne aşamada ve süreç nasıl ilerliyor? Öte yandan Huzur'da da dönüşüm başlatılacağı söyleniyor ve dönüşüm demişken Kocakır’da ki proje için neler söylemek istersiniz?
Karapınar’da biz TOKİ’den satın aldığımız arsa üzerine onun yanında 18.madde ile birleştirilen 2-3 mülkü de katarak bir proje yaptık ve 39 daire çıktı. 39 dairelik inşaatın kabası bitmek üzere. Seneye bu zamanlarda bitirip teslim etmeyi düşünüyoruz. Oradaki hedefimiz şu; Karapınar’da, Huzur’da, ve Erenköy’de TOKİ’nin yapmadığı işi biz kendimiz örnek bir proje yapmak suretiyle, diğer tarafını da halkla müteahhitleri anlaştırarak dönüşümü hızlandırmak istiyoruz. Aynısını Huzur’da bir bölgede ve Erenköy’de bir başka bölgede yapacağız ve insanlara diyeceğiz ki, ‘Buradaki ölçü budur, inşaatın niteliği ve kalitesi budur sizde müteahhitle anlaşırken bu ölçülere dikkat ederek anlaşırsanız biz destek oluruz.’ Genelde Erenköy’de sadece TOKİ sınırları dışında bir alan kaldı onu da Büyükşehir ile çalışıyoruz, onun planlamasını da yapınca bu bölgede imarla ilgili bir sorun kalmayacak. İnşa ile ilgili sorun ülke ekonomisine bağlı, müteahhitlerin vatandaşla anlaşıp bunu hızla yapmasına bağlı. 5 yıl TOKİ ile yetki sende mi bende mi tartışması yaptık sonunda biz yapmaya başladık, TOKİ’de bize arsaları satmaya başladı. Kocakır’da ki 450 hektarlık bölge TOKİ tarafından Gecekondu Önleme Bölgesi ilan edildi. Bizim buna karşı çıkış sebeplerimiz şu; biz orada insanların ucuz ve sağlıklı bir konut elde etmesine karşı değiliz TOKİ’nin temel görevi zaten budur. TOKİ arsaya para vermiyor, plan projeye para vermiyor, vergi ödemiyor, harç ödemiyor ama müteahhitle aynı paraya ev satıyor biz buna karşıyız. TOKİ ne yapıyor? Villalar üretiyor, boğaz kenarında milyon dolara satılan yalılar üretiyor öylelikle para kazanıyor. Para kazanma derdi giriyorsa TOKİ’ye TOKİ’nin işi bozulur. İkinci itirazımız imar planını, plan notlarını kendisi yapıyor. Eskişehir belediyelerinin gelecek planlarının hiçbirine dikkat etmiyor. Öyle olunca bizim düzenimizi bozuyor. Erenköy, Huzur ve Karapınar bölgelerini yapmamış, yarım bırakmış. Vadişehir’de başlanmış bir 4 bin konut var daha bitmemiş. Kocakır’da 450 hektarlık alanı Gecekondu Önleme Bölgesi ilan etmiş. Yetmemiş Yenisofça’da Hasırca Çiftliği alanını Gecekondu Önleme Bölgesi ilan etmiş.
Odunpazarı Belediyesi nereye genişlesin?
Odunpazarı Belediyesi nereye genişlesin? Ben bunu soruyorum Eskişehirlilere. Diyorlar ki arsa üretmedin, nereye üreteceğiz? Doğumuz Organize Sanayi Bölgesi ve Küçük Sanayi, batımız Kütahya yolu, Kütahya yolundan sonrası Tepebaşı, önümüz Vadişehir, TOKİ, oraya karışamayız. Bir tek alanımız vardı o da Kocakır. Odunpazarı Belediyesi olarak biz nerede ki arsayı imara açacağız? 4 bin konut Vadişehir’de bitecek, bir konutun yapıldığı bölgede 800 tane konteyner konulması lazım. Konteynerlerin konulacağı yeri belediye temizlik işçileri, imar müdürlüğü ve müteahhit birlikte belirliyor. Bu yer altı konteynerlerini koymamış, yeraltı konteyneri konulmadığı zaman yer üstü konteyneri lazım peki nereye koyacağız? Kırmızı kot dediğimiz yani binaların yükseklerini standarta getiren konu. Bunların hiçbirine uymamış. İki bina arasındaki kot farkı 213 cm. TOKİ kendi kafasına göre yapmış biz denetleyemediğimiz için bilmiyoruz. Orada 4 bin konutta neredeyse 12 bin kişi yaşar. 12 bin kişiyi oradan şehir merkezine ne ile taşıyacağız? Büyükşehir Belediyesi’nin böyle bir planı var mı? 12 bin kişinin kanalizasyon sorununu nasıl çözecek? Hele 213 cm’lik bir kot farkı varsa hangi akıntıyı nasıl verecek? Bunların hepsini sorun olarak söylüyoruz, bunların hepsi yarın belediyenin başına kalacak. Bunlar TOKİ’nin sosyal demokrat ya da CHP’li belediyelere yapmış olduğu kötülüktür. Kocakır, şu anda ‘’İlk evim ilk arsam’’ projesiyle hayata geçirilmek istenilen bir yer. Peki, şimdi burada bu insanlara ne dediniz? Sabite ödemeli, 10 yıl vadeli geçen yıl bunların kuraları çekildi bu yıl Akşehir’de yapılan projede peşinat dediği miktar 10 katına çıktı.
Toki’nin işi belediyenin önünü tıkamak
TOKİ samimi değil, işimizi uzun vadede bozuyor. Bizde diyoruz ki uzun vadede bozulacak iş şimdi bozulsun oturalım konuşalım düzgün bir iş çıkaralım. Yoksa benim TOKİ Mağdurları grubunun ucuz konut elde etmesine bir itirazım yok. Tersine bunları destekliyorum ama TOKİ’nin işi belediyenin önünü tıkamak, vatandaşın önünü de açmıyor arsayı verdi 2 yıl içerisinde yapacaksın diyor nasıl yapacak bir organizasyon yok. O zaman ne olacak yapamayanlar arsayı el altından satacak ve sorunlar çıkacak. Ben bunları şimdiden görerek uyarıyorum fakat TOKİ Mağdurları denilen grup bize tepki gösteriyor. Tepki bana değil TOKİ’ye gösterilmeli. Kocakır’ın sorunu budur, uzun vadede bu kurada hak elde edenler zarar görsün istemiyoruz ve şimdiden uyarıyoruz kendileri bilir.
İlker GÖKCE