ABD'de açıklanan makroekonomik veriler, Fed'in politika faizini değiştirme konusundaki kararlarını etkilemeye devam ediyor gibi görünüyor. Raphael Bostic ve Christopher Waller gibi Fed yetkilileri, enflasyonun beklendiği gibi yükselmediğini ve bu nedenle faiz indiriminin aceleci olmaması gerektiğine işaret ediyorlar. Bu görüşlere ek olarak, Michael Barr, enflasyonla ilgili endişelerin devam ettiğini ve para politikasının daha fazla sıkılaştırılması gerekebileceğini belirtiyor.

Tutanaklara göre, bazı Fed yetkilileri enflasyon risklerinin artması durumunda politikanın daha da sıkılaştırılması gerektiğini düşünüyor. Bu tutum, piyasalarda faiz indirimi beklentilerinin azalmasına neden olmuş gibi görünüyor. Özellikle, eylüldeki ilk faiz indirimi ihtimali yüzde 65'ten yüzde 50'ye düşmüş.

Öte yandan, Orta Doğu'da yaşanan gelişmeler ve ABD'nin 10 yıllık hazine tahvil faizindeki artışlar dikkat çekiyor. Bunlar, yatırımcıların risk algısını etkileyebilir ve piyasalarda dalgalanmalara neden olabilir.

Dolar endeksindeki artış ve altın fiyatlarındaki düşüş, Fed'in politika faizini yüksek seviyelerde tutma ihtimalini destekleyen faktörler olarak görülüyor

ABD'de seçim dönemi yaklaşırken, Başkan Joe Biden yönetiminin kuzeydoğudaki rezervlerden benzini satışa sunacağı haberleri fiyatları düşürmek amacıyla yapılan bir hamle gibi görünüyor. Bu gelişme, enerji piyasalarında ve petrol fiyatlarında dalgalanmalara neden olabilir.

Bununla birlikte, New York borsasında yaşanan karışıklık, Fed'in politika faizindeki belirsizlikler ve ekonomik aktiviteye ilişkin verilerin etkisiyle bağlantılı gibi görünüyor. İmalat sanayi, hizmet sektörü ve Satınalma Yöneticileri Endeksi gibi göstergelerin beklentilerin üzerine çıkması, ekonomik faaliyetin canlılığına işaret ediyor ve bu da Fed'in politika faizini yüksek seviyelerde tutma eğilimini destekleyebilir.

Özetle, ABD'de makroekonomik gelişmeler ve Fed'in politika kararları, piyasalarda dalgalanmalara ve fiyatlamalardaki değişikliklere neden olabilir. Yatırımcılar, bu belirsizlikleri dikkate alarak portföylerini yönetmeye devam etmelidirler.

Kaynak: Akif Fındık