İran, İngilizlerin kontrolündeki petrolü millileştiren Başbakan Muhammed Musaddık’ın 1953’te devrilmesiyle sonuçlanan darbede ABD’nin rolü nedeniyle dava açtı. Davanın ilk duruşması dün başkent Tahran’daki 55. Uluslararası Hukuk Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada çok sayıda İran vatandaşının yanı sıra Musaddık’ın torunu Mahmud Musaddık da yer aldı. Yargıç Mecid Hüseyinzade yaptığı açıklamada, davanın 20’den fazla eyaletten 402 binden fazla İran vatandaşı tarafından aralarında ABD hükümeti ve yetkililerinin de bulunduğu 6 tüzel ve gerçek kişiye karşı açıldığını belirtti. Musaddık’ın torunu Mahmud Musaddık, yaşlılık ve sağlık sorunları nedeniyle açıklama yapamazken, yazılı açıklaması oğlu Golamali Musaddık tarafından okundu. Açıklamada, “Petrolün millileştirilmesi hareketi, ülkemizin tarihindeki önemli bir dönüm noktası olmakla beraber iç baskı ve dış sömürgeciliğe karşı verilen mücadelenin sembolüdür. Üzerinden 74 yıl geçmesine rağmen, bu hareketin ilkeleri, ülkemizin bağımsızlık ve güçlenme yolunda büyük bir rol oynamaya devam etmektedir. Bu anlayış sayesinde ülke, dış bağımlılıklardan kurtulmuştur ve birçok alanda daha özgür adımlar atmıştır” ifadelerine yer verildi. Sömürgeci güçlerin Musaddık'ın hükümetini devirmek için bir darbe düzenlediği belirtilen açıklamada, “Bu darbe, İngiltere'nin İran'ın petrol kaynaklarını yeniden kontrol etmesini sağladı. İngiltere ve ABD, bu süreçte İran halkını bölmek için çeşitli grupları kullanarak geniş çaplı bir plan uyguladı. Muhammed Musaddık'ın petrolün millileştirilmesi ve yabancı egemenliği sona erdirme çabalarının önemi İran Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney tarafından, ‘1950'lerin başından Musaddık'ın düşüşüne kadar geçen 3 yıl, İran için kritik bir dönemdir. Bu süreçte, İngiltere'nin egemenliğine büyük bir darbe vurulmuş ve halkın milli duyguları yeniden canlanmıştır. Bu dönem, Orta Doğu'da büyük bir uyanışı ve İran tarihinde önemli bir dönüm noktasını simgelemektedir’ sözleriyle vurgulanmıştır. Muhammed Musaddık’ın halkın ve dini liderlerin desteğiyle yürüttüğü mücadele, modern İran tarihinin önemli bir dönüm noktasıdır” denildi.
Musaddık açıklamasında, mahkemeden ABD’nin meşru İran hükümetini ortadan kaldırma ve ülkenin kaynaklarını yağmalama yoluyla yol açtığı zararlar nedeniyle maddi, manevi ve cezai tazminata hükmetmesini talep etti.
“Darbenin hedefi İran'daki egemenliği İngiltere'den ABD'ye devretmekti”
Avukat Şami Akdem de yaptığı konuşmada, “Mevcut istihbarat belgeleri ve kanıtlar, CIA'nın İngiltere'nin istihbarat servisleriyle birlikte, 19 Ağustos 1953'te İran'ın meşru hükümetine karşı kapsamlı bir darbe planladığını ortaya koyuyor. Bu darbenin temel hedeflerinden biri İran'daki egemenliği İngiltere'den ABD'ye devretmekti” dedi. İngiltere’nin İran'ın petrol endüstrisinin millileştirilmesi ve ülkenin kaynaklarının sömürülmesinin sona ermesiyle, İran'daki gücünün kısıtlandığını fark ettiğini belirten Akdem, petrol satışlarının engellenmesi ve askeri işgal tehdidi gibi önlemler de sonuç vermedi. Bu durumu fırsat gören Amerikalılar, İngiltere'nin yerini almak için uygun bir fırsat gördü. Ancak, Ayetullah Kaşani ve Dr. Musaddık gibi petrol millileştirilmesinin öncüsü olan liderlerle karşılaşabileceklerini bildikleri için İngiltere'nin yerine geçemezlerdi. Bu nedenle, Amerikan istihbarat ve güvenlik servislerini kullanarak ve İran hükümeti ve halkı içinde siyasi çatlaklar oluşturarak, iç ve dış etkenleri belirleyip sokak çetelerini kullanarak sivil itaatsizlik hareketlerini kışkırtarak darbenin zeminini hazırladılar” şeklinde konuştu.
Petrolün millileştirilmesi
Muhammed Musaddık, 1951 yılında İran'ın petrol endüstrisini millileştirmişti. Bu adım, İngiltere'nin İran'ın petrol kaynakları üzerindeki kontrolünü sona erdirmiş ve böylece ülkenin ekonomik bağımsızlığının artırılması hedeflenmişti. Petrolün millileştirilmesi, büyük ölçüde Musaddık'ın liderliğinde gerçekleştirilen bir ulusal hareket olarak tarihte yerini almıştı.
İngiltere ve ABD'nin tepkileri
Musaddık’ın petrolü millileştirme adımı, İngiltere’nin çıkarlarını doğrudan etkilemiş ve İran petrolü üzerindeki kontrolünü sona erdirmişti. Bu durum, İngiltere'yi öfkelendirmiş ve ABD'nin desteğiyle gerçekleşecek bir darbe planını hızlandırmıştı. ABD, Sovyetler Birliği'nin İran üzerindeki etkisini artırmasını engellemek amacıyla İngiltere'ye destek vermişti.
CIA ve MI6'ın rolü
ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) ve İngiltere'nin MI6 istihbarat servisleri, Musaddık'ın hükümetini devirmek için operasyon planlamıştı. "Ajax Operasyonu" olarak bilinen bu darbe planı, İran'daki siyasi durumu istikrarsızlaştırmayı ve Musaddık'ı görevden almayı amaçlamıştı. 19 Ağustos 1953 tarihinde gerçekleşen darbe, Musaddık'ı devrilmesine yol açarken, Muhammed Rıza Pehlevi'yi tekrar iktidara getirmişti. Darbenin ardından, İran petrol endüstrisi tekrar yabancı konsorsiyumların kontrolüne geçmişti.